Üstâdımız Hatem Emmi
Prof. Dr. Şahin Uçar tarafından Ct, 04/26/2014 - 10:49 tarihinde gönderildiBir dostum, “Hatem Usta vefat etmiş” dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Felç olup yatağa düştüğünü duymuş, bir mektup yazmıştım; ama, insanlık hâli bu ya, bir türlü Erzurum’a gidip ziyaret edememiştim; artık görüşmemiz rûz-i mahşere kaldı… Erzurum’da gömlekçilik yapan, gösterişsiz halktan bir arif hakka yürüdü. Ne diyelim: İnna Lillâhi ve innâ ileyhi râciûn! Erzurum’un Dadaş’ları herhalde çok hayıflanacak; amma, gösterişsiz bir halk adamı ölmüş; kimin umurunda, değil mi ya? Sohbetinde bulunmayanlar bilmezler elbette; amma, ben kendimi Sokrat’ın ölümünden sonra ortada kalan Eflatun gibi hissediyorum. Nitekim, Sokrat gibi, o da bir mîr-i kelâm idi ve onun dahi, sohbetinden müstefîd olan her çeşid insandan mürekkeb, bir cemaati var idi.