Prof.Dr. Mustafa Erdoğan Sürat'in şiirlerini topladığı divanı sitemizde.
KUZEYİN YIKILIŞ DESTANI
Farz-ı muhal, yahut varsayın ki yıkılmamış, ayaktadır devlet
Varsayımlar cıvıklığa denk ise evet, hala devletti Sovyet
Helaline yaslanmış ekmek kuyruğundaydı emekli çiftçiler
Mazide asil, ucuz ikram kaynağı, eli ekmekli çiftçiler
Birbirinden habersiz kimi yoldaşları sıyrılarak aradan
Bir diğerine çok fersah mesafede aynı reflekslerle bir an
Göklere baktılar: nazarı derin, gözü tutsak iğretilikte
Kuzeyli rüzgar yağmur topluyordu, ürperdiler birlikte...
Söylemesi tuhaf, yüzlerce çift göz bu destanı okudu, uzak
Hüzünlü, birbirine yamanmış bulutlara dikkatle bakarak
Çünkü kuzey semasına değişim duası yazmaktaydı tarih
Malum, mukadder yıkılışa destan mezarı kazmaktaydı tarih
Sibirya gölgesinde buz kesmiş devletçik yıkılmaktaydı zahir
Her destanın gizlemeye kalktığı gulyabani gerçekler bir-bir
Maddeler halinde sıralanmış okunmayı bekliyordu gökte,
Şu uyarı insanlığı kapsıyor: ikaz kuyruktaki ekmekte!
Destan dediğin, iyi kötü ruh sahibidir özgünce,kendince
Ekmek kuyruğunda çiftçiler, her türlü destandan muaftı bence
Adiyi ucuz, ucuzu adileştirmeye yatkındı iri lâf,
Taam kuyruğuna girildi; şirke dönüşüp yıkıldı kızıl gaf!
Esasen komün kaderi bağlıyor tahmin planında bireyi
Bizler seçmediysek de yakın-uzak çevremizi yazgılar iyi
İyi okunur yazgımız, iyi okunur kötü yorumlansa da
"İstikbal parlak mı" suali kamuflajlı hezeyan bu masada...
