Hemşin Pastahanesinin bir düşünce-tartışma zemini haline gelmesinde ilk adımı eski bir Marmaratör olan Özer Revanoğlu attı. (1963 sonbaharı)
Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa Revanoğlu askerlik için Erzuruma gelmiş askerliği süresince de Hemşin pastanesini mekan tutmuştu. Başta İstanbul olmak üzere Türkiyenin dört tarafından dostları vardı. Özellikle de Nevzat Kösoğlu ve Nurhat Beylar olmak üzere Erzurumlularla iş ve kader birliği içindeydi. Siyaseten de Alpaslan Türkeş çizgisine yakın durmaktaydı.
Eskilerde Hemşin pastanesine, kimi Lala Paşa camii cemaati pasta yahut tavada sucuk yemek için uğrar, yahut, sinema müdavimleri buraya, karınlarını doyurmak üzre gelirlerdi.
Ama Özer Revanoğlu bu trafiğe Hemşin sohbetlerini ekleyiverdi.
Ciciburun Ahmet Efendi, Boyacı İsmail Usta, Gömlekçi Hatem Usta gibi halk adamları; Fahrettin Kırzıoğlu, Mümtaz Turhan, gibi akademisyenler; Ali Karaavcı, Yılma Durak örneği genç düşünürler, Bekir Soysal, Dr.Erdoğan Sürat, Haluk Güçlü gibi sanat erbabı bu sohbetlerin odak noktası oldular.
Tartışmalara kıyısından köşesinden katılan genç kuşak, resmi tarih kitaplarında yazılmayan, yazılamayan birçok hadiseyi işte bu sohbetlerde öğrendi.
O tarihte pastanenin sahibi olan Abdullah Orhun kamil bir Müslüman olarak Hemşin yaranına kol kanat germişti.
Saydıklarımın pek çoğu bugün rahmet-i rahmandadır.
O günlerden kalan belli başlı iz bugün pastanenin son sahibi, yaşı yetmişe dayanan Nail Orhun’dur.
Hemşin Pastahanesi’nin, örnek aldığı Marmara kıraathanesini Unesco’dan 1995 yılında aldığı BARIŞ ÖDÜLÜ ile geçmesi kaderin bir başka cilvesidir.