Şettariye - Ali Rıza Ve Hakkı Efendiler
Mustafa Çetin Baydar tarafından Sa, 11/19/2013 - 17:39 tarihinde gönderildiKolağası Şeyh Ali Rıza Efendi Erzurum'ludur. 1845-46 yıllarında Habib Efendi Mahallesinde dünyaya teşrif etmiştir. Doğumu ve isminin verilmesi ile ilgili şöyle bir rivayet mevcuttur.
“Ali Rıza Efendinin babası, Habib Baba dergahına devam edermiş. Bir gün kundakdaki oğluyla birlikte dergaha gitmiş. Amacı, yeni doğan çocuğuna burada isim koymakmış. O sırada dergaha gelen bir gezgin derviş, bebeği kucağına almış, kulağına ezan okumuş ve “Şah-ı rah-ı evliya şüd bend-i Ali Rıza” demiş; böylece bebeğe Ali Rıza adını vermiş.”
Kadiri tarikatı Şettari kolunun Erzurumdaki temsilcisi, Güzelyayla (Giregörsek) köyünden olan Hacı Osman Efendidir. Kendisi Gümrük Medresesi müderrisi ve camiinde İmam Hatiptir. Ders ve irşat görevlerini burada yürütürken, Ali Rıza Efendi çocukluk döneminde Gümrük Medresesinde Hacı Osman Efendinin derslerine devam etmiştir. Bilahare Askeri mekteplerde okuyarak orduya katılmış ve Erzurum'dan ayrılmıştır. Osmanlı İmparatorluğunun çeşitli beldelerinde subaylık görevini ifa etmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus harbinde genç subay olarak Kafkas cebhesinde Ruslara karşı savaşmıştır. Kolağası (Kd.Yüzbaşı) Ali Rıza Efendi birinci dünya savaşı öncesinde emekli olup Tokat'a yerleşmiştir.
Şeyh Osman Efendi Gümrük Medresesinde irşad görevini sürdürürken Erzurum'da zamanın ileri gelenleri tarafından Padişaha şikayet edilir. Padişah Şeyh Osman Efendiyi İstanbula çağırır. ÜÇ müridiyle birlikte yola çıkar. Sivasta mola verdiğinde o sıralar Kolağası Ali Rıza bey genç bir Osmanlı subayı olarak Sivasta görev yapmaktadır. Erzurumdan tanışmış olan bu iki insan orada görüşürler. Ali Rıza Efendi Sivaslı Mur Ali Babaya intisaplıdır. Hacı Osman Efendiyi götürerek kendi Şeyhi ile tanıştırır. Bu iki şeyh arasında uzun sohbetler olur. Mur Ali Baba, Ali Rıza Efendiyi çağırarak “Senin nasibin Hacı Osman Efendide, seni ona havale ediyorum.” Diyerek, Hacı Osman Efendiye teslim eder. Hacı Osman Efendi kırk gün Sivasta kalarak, Ali Rıza Efendiyi erbaine çeker, eğitir. Ali Rıza Efendi bundan sonra Hacı Osman Efendinin halifesidir.
Hacı Osman Efendi yola koyulur, İstanbula varır. Padişahla görüşür. Erzurum'daki faaliyetlerini anlatır. Padişah ona iltifat eder, ihsanda bulunur. Ondan sonra Hacı Osman Efendi Erzurum'a dönmez, oraya yerleşir. Eyup Mevlevi hanesinde Mesnevi okutmaya başlar. İstanbulda vefat eder. Kuzguncuk mezarlığına defin edilir.(1)
Kolağası Ali Rıza Efendi Sivas'ta evlenir. Bu evlilikten oğlu Abdulkadir ve iki kızı olur. Kızlarından biri, o dönemin Tokat mutasarrıfı ile evlenmiştir. Kolağası askerlik görevini ifa ederken Harput'ta bulunumuş, bu süre zarfında, rivayete göre orada Rufai şeyhi Fehimi Erzurum-i diye bir zatın dergahına devam etmiş. Bir başka rivayete göre ise, Harput'ta bir Erzurum'lu olan Osman Bedreddin Efendiyle görüşmüş, bir süre onun dergahına devam etmiştir.
Emekli olduktan sonra Tokat'a yerleşen Ali Rıza Efendi irşad görevini orada sürdürmüş ve orada 84-85 yaşlarında vefat etmiştir.(1929-1930) Naaşı Ali Paşa camiine gömülmüş. Şehir düzenlemesi adı altında buradaki mezarlıklar kaldırılınca, Kolağası Ali Rıza Efendinin mezarı Şatır Rıza Bey tarafından, kendi aile mezarlığına nakledilmiştir.
Kolağası Ali Rıza Efendi, Karazlı (Kahramanlar) Hakkı Efendinin dayısı aynı zamanda da şeyhidir. Hakkı Efendi Erzurum sorumlusudur. Kolağasından sonra postnişini olmuştur.
Kolağası Ali Rıza Efendi, Şettari-Malami şeyhidir. Yayınlanmamış Büyük divanı vardır. Şiirlerinde tasavvufi temalar ağırlıklıdır.Aruz ve hece vezniyle yazılmıştır. Bu kolun üç divanı bizim kütüphanemizde de mevcuttur. Kolağasının divanında namazın hakikatı, “Esmaül-Hüsna şenhi”, mektubat, Kuranın okunması faziletinin beyanı gibi bölümler ve doksan şiirine yer verilmiştir.
Divanından kısa örnekler:
Cümle cihan fani olur kimse kalmaz heba olur
Baki ancak Allah kalır. Buyurdu zatı kibriya
Bu sırrı bize bildirdi. Bu sırra bizi erdirdi
İki cihan serveridir Ahmed Muhammed Mustafa
Allah Allah bu ne hikmet. Hikmetinde nice kudret
Bu kudrete olan mazhar. Degilmi şahı enbiya
Nebiler Evliyalarla ne kim var Asfiyalarala
Beni anlar ile haşr et kulundur bu Ali Rıza
---------
Hüdanın levhi mahfuzu gönüldür.
Tecelli hane vallahi gönüldür.
Bu alemde bulunur ara anı
Eğer aşkın var ise deme hani
Hüda bilir neye talib'sen ey can
Ana göre olur derdine derman
Vücudun bilmedin bilmem nesin sen
Neyi gördün ise fehm etmedin sen
Akıl'le hem nakille sabit olmuş
Bu sırra erene arif denilmiş
Ara sen sende bul aslın sual et
Erenler izlerini izleyip git
Ana yalvar edüp çokça niyazı
Sana bildirsin esrarı namazı
Beni Kur'an-u imandan ayırma
Bana lütfunla ihsan et Rahima
Şefi im dest'girim hak resüludür
Ali Rıza senin kemten kulundur.
--------
Eline abdestsiz Kuranı alma
Adabını bil de bana darılma
Ta'limsiz okuyup kardeş yorulma
Ustadından öğren Kur'anı oku
Kıratı Sab'a bilmeyen insan
Bilki hata eder görür çok ziyan
Kur'an lanet eder bunu bil inan
Tahir oldu kalb den Kur'anı oku
---------
Yarap beni ol-mazharı Rahmane bağışla
Lütfeyle dilim hazreti canane bağışla
Cüdü kerem et benliğimi al bu elimden
Nurunla beni hazreti yezdane bağışla
Ol-nur'u Muhammedin esrarına bahşet
Bu dertli kulun hazreti Lokmana bağışla
Yandım yanayım aşk oduna kalmaya varlık
Bu katreliğim lücce'i ummane bağışla
Sürette vü sirette ne var hep senin olsun
Rıza kulun hazreti Sultane bağışla
Halifeleri arasındaki bir ihtilafdan dolayı yazmış olduğu, Manzum mektup:
Hakkı, Receb, Faruk, Cevdet
Cemal , Ahmed, Behlül, Dede Mustafa
Sabri ve Aslan Efendi
Bey ağalara mahsustur.
Allah için sever her kim sevse
Kalbi pak olana gelmez vesvese
Cem olun bir yere eyleyin sohbet
O sohbetten bulun pek çok muhabbet
Muhabbet vuslata götürür sizi
Maksuda erdirir fil cümlenizi
Erenler kitabın okuyan her bar
Dilinizden düşmesin Evradü Ezkar
Hakkı bey degilmi meclisin gülü
Sami'in değilmi anın bülbülü
Ne denlu var ise ihvanı sefa
Hakkı beye etsin anlar iktiba
Kolağası Ali Rıza Efendi ve cümle halife ve müridanının ruhu şad makamı cennet olsun.
Kaynakça: (1) Hasan Ali Kasr; Erzurum şairleri. S.134
(2)Kolağası Ali Rıza Efendi; Divanı.