Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

From: "maksakalli" <maksakalli@...>
Date: Sat Nov 12, 2005 1:07 am
Subject: Ynt: [Erzurumluyum] HEM GÖÇÜP, HEM DE ERZURUM ÜSTÜNE AHKAM KESMEK OLUR MU?

Sayın Ayhan Türkez....

Duygusal yazınız için ayrıca Erzurum'a ve Erzurumlu'ya bu kadar değer verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Ben de 20 yıldır Erzurum dışında olan biriyim.1986 yılında üniversite bitirmek için ayrıldım. Ancak ikamet olarak 1991 yılında Erzurum'dan ayrıldım. Önce Ankara şimdi de bandırmadayım. Doğrusunu isterseniz ben yazda belirttiğiniz gibi serzenişlerinizi üstüne almayanlardanım çünkü devlet memuruyum. Üstüme almıyorum derken elbetteki eleştiri yapmayacak değiliz. ... Başta şunu belirteyim burada hiç kimse, başka birinin ne kadar Erzurumlu ya da ne kadar dadaş olduğuna karar veremez. Ben bu ölçüyü yaparım diyende yanılır.. Sizin Erzurum'da ne iş yaptığınızı bilmiyorum ama Erzurum için duyduğunuz kaygılara katılıyorum. Bunları yazarken Erzurum'dan göçün nedenlerini hiç düşündünüz mü... Eleştirilerinizde ayrım yapmanız gerekirdi. Bu ayrımı yaparken şu kıstasa uymalıydınız. Erzurum'da kazanıp ta Erzurum dışına yatırım yapan varlıklı Erzurumluyla, memur yada tamamen işsiz olan Erzurumluyu ayırmanız gerekirdi.
Benim 09.10.2005 tarihinde bir çağrı niteliğindeki yazım sanırım gözünüzden kaçmış.onun için yazımın sonuna o yazımı ekleyeceğim.

Yıllarca Ankara'da yaşadım . Hem öğrenciliğim hem de memuriyetim dolayısıyla. Çoğu siyasiyi çoğu bürokratı yakından tanıma fırsatı buldum. Bir dönem milletvekilliği yapıp Ankara'ya yerleşeni de gördüm. Müsteşarlıktan emekli olmuş Erzurum vakfının lokalinde gününü kumar oynamakla geçiren Erzurumlu bürokratı da.

Kaderin cilvesi ben ve benim gibi birçok Erzurumlu üniversiteyi Erzurum dışında okuduk. Çoğumuz yoksul ailelerin çocuklarıydık. Ailelerimizin gönderdiği parayla ay sonunu zar zor geçirir, dua ederken Cenab-ı Allahtan başarılı olmamızı ve sınıfta kalmadan okulumuzu bitirmemizi niyaz ederdik çünkü okulu bir yıl uzatmak demek masrafların dörde katlanması demekti. O tarihte Erzurum'da okuyanlar analarının sıcak çorbalarını her akşam evlerinde buluyorlardı.

Mademki konu açıldı dökelim o zaman eteğimizdeki taşları. Bir tarihte Erzurumlu bir genç Ankara hukuk fakültesini bitirmişti. Kaymakamlık yazılı sınavını kazanmıştı sözlüye adam lazımdı malum sözlüde mutlaka referans isterlerdi. Neyse çocuk beş vakit namazında niyazında adam gibi bir Erzurumlu. Ne yapalım diye düşünürken o tarihte bir bakanımız vardı ve de özel kalem müdürü . Özel kalem müdürünü yakınen tanıyordum. Aldım hemşehrim olan hukuk mezunu olan genci gittik makama..... Makam kalabalık bir kenara iliştik. Kalabalıktı ama konuşmaları anlayabiliyorduk. Uşaklı bir baba ile oğlu vardı.partiden birileri göndermişti hemşehrimiz olan kişi onlara o kadar yakınlık gösteriyordu ki şaşmıştık. Adamlara sanki garanti vermişti. Nitekim onlar gitti bize sıra geldi biz meramımızı anlattık bana dedi ki " valla mücahit bakan beyin kontenjanı dolu . O kadar gelen var ki " ya dedim kelimeler boğazımızda düğümlendi... Teşekkür edip çıkarken müdüre dönüp, abi dedim ,, " Erzurum'un kaymakamlar çıkarmasında ihtiyaç var uşağın değil..
Bu örnekleri çoğaltmak o kadar çok ki...
Sayın Ayhan Türkez bey.... Erzurum'da göç oluyorsa bunu birazda Erzurumlu düşünmeli... Yoksa Erzurumlu olup ta Erzurum dışında yaşayanları vefasızlıkla densizlikle, (dıppigiz tutirsa.........cümlesiyle) eleştirmeniz çok kolay... Siz Erzurum'da yaşayanlar Sivas'ı Kayseri'yi örnek vereceğinize.. Dıppiginiz tutuyorsa Erzurum'a seçtiğiniz siyasilerin kim olacağına siz karar verin.. Yoksa başbakanda gelir azarlar ve oturduğunuz yerde oturur kalırsınız... Palandökene 8 otel yapanları alkışlayacağınıza.. Organize sanayi bölgesine işletmeler açılması için baskılar yapın.....

Dışarıda yaşayan Erzurumlular ahkam kesiyor diyerek kesip atamazsanız. Ayırımı yapmak zorundasınız. Dışarıdaki Erzurumlular derken. Şunu da belirtmekte yarar var zaten o yükünü tutmuş dışarıda yaşayan zengin Erzurumlular var ya. Onların hiç umurunda değilsiniz. Onlar bu sitelere girmezler bile. Onlar Erzurum'u düşünmezler bile....
Erzurum'u düşünen kim biliyor musunuz ?
Kıt kanaat dışarda okumuş ve memuriyete atılarak mecburen dışarda kalan Erzurumlular...bir de Erzurumda yaşayıp ta muhtaç olan çoluğunu çocuğunu zar zor geçindiren. 3 ay çalışıp 9 ay yiyen elbetteki Erzurum dışında nasibini aramak zorunda kalan Erzurumlu...

Bu ayırımı yapmadan yazıp sonrada "laf ortanın söz alanın " diyerek bu işten sıyrılamazsınız...

Sivasın kayserinin nasıl bugünkü hale geldiğini de incelerseniz.hiç öyle Sivas ve kayseri dışında yaşayanları dışlayarak o hale gelmediklerini göreceksiniz.

İstanbul'un ekmeği için Erzurum köylüsünden organik tarımla üretilen buğday almayı planlayan İdris Güllüce'nin nasıl bir gecede alaşağı edildiğini herhalde gördünüz.. Hem de kimin sayesinde Gümüşhaneli olan Fatih Altaylı'nın sayesinde..
Erzurum'un seçtiği vekillerden herhangi bir açıklama var mı bu konuda... Ya da Erzurum ne yaptı konuda...

Bir başka örnek vereyim isterseniz . Son seçimlerde Nevzat Saygılıoğlu'nun adaylığı için " ya o ya ben " diyen şimdiki Anap ın genel başkanı Erkan Mumcu için ne yaptı Erzurumlu....

Erzurum için düşünen. Birşeyler yapmak isteyen her kişi başımızın tacıdır. Erzurumdaki geri kalmışlığı Erzurum dışında yaşayan Erzurumlulara fatura etmek Erzurum deyimiyle devamsızlıktır.

Sonsöz olarak yazdığınız bu yazı için teşekkür ediyor 09.10.2005 tarihinde yazdığım yazıyı tekrar sizin ve değerli grubumuzun dikkatine sunuyorum.....
Selam ve sevgi ile....

Mücahit AKSAKALLI

maksakalli@mynet.com

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

From: "Ayhan Turkez"
Date: Fri Nov 11, 2005 12:05 pm
Subject: HEM GÖÇÜP, HEM DE ERZURUM ÜSTÜNE AHKAM KESMEK OLUR MU?

Öyle dışarıda durup ahkam kesmek yok..
Bu şehrin varını sürüp, sonra göçüp gitmişsiniz..
Varlığında varsınız...
Yoksulluğuna ise tenezzülünüz yok..
Erzurum'da dünyalık yok deyip, terki diyar etmişsiniz
Tercih sizin, bize söz düşmez..
Ne ki..
Gittiğiniz yerde, Erzurum'u hiç de rahat koymuyorsunuz.
İl üstüne ahkam üstüne ahkam kesiyorsunuz..
Yükünüzü alıp göçmüşsünüz..
İstanbul'dasınız, Ankara'dasınız, İzmir'desiniz....
Allah işinizi rast getirsin..
Erzurum'u kaderine terk etmişsiniz..
Afedersiniz, sizin daha Erzurumla işiniz ne?
Erzurum'u göç ederek boşaltmışsınız; kent bir yerlerden pek de kaliteli olmayan bir göç almaya başlamış..
Siz hem soğuktan, yoksulluktan kaçmışsınız ve hem de “göç nasıl durdurulur” deyü nutuk atıp, e-mailler yazıyorsunuz...
Pardon size ne?
Ve pardon...size söz mü düşer..
Burada bir Erzurum ocağı da siz tüttüreceğinize, “özürler” üretip, ikametgah değiştirmişsiniz..
Mazeretlerinizin günahı başınıza..
Şu kentin, tarihi hakkı için, ecdadı hakkı için kalıp da, bir yerini de ben tutup düzelteyim dememişsiniz..
İşin kolayına yönelip, rahatı adres edinmişsiniz...
Ve dahi sonra Erzurum üstüne ahkam ki ahkam..
“Mesela bir ahkam: Erzurum'un barutu yokmuş, yani sermayesi...
El insaf size ne..
Kalkınma kavgasından kaçtığınız bu şehrin “barutsuzluk(sermayesizlik) sorunundan size ne?
Siz giderken zaten götürmediniz mi?
Onu, burada kalma kararlığını gösterip, Erzurum'a hizmet etmek namus borcumdur” diyenler hesap etsinler..
Evin sahipleri...
Sizlerden bazılarınız, ufacık memur maaşını bile şu şehirde harcamayıp, başka yerlere gitmediniz mi?
Var mı öyle dışardan seyredip, içeriye karışmak...
Olduğunuz yerler için yorun kafanızı, harcayın paranızı..
Kimbilir belki de Ankara'nın, İstanbul'un, İzmir'in, Antalya'nın, Bursa'nın, hasılı Erzurum'dan yeğ tutup göçtüğünüz yerlerin size ihtiyacı vardır..
Erzurum'un mu?
Gölge etmeyin lütfen...
Şu güzelim kentin kucağına oturup, sakalını yolanlara, sonra da köse bırakanlara söz düşer mi?
Çoğunuzun dedesi, ninesi, hatta anne ve babası bu toprakta yatıyor..
Çoğunuz onların mezar yerlerini bile unuttunuz..
Hatta öylelerini biliriz ki, ecdatlarının mezarları çökmüştür de, umurlarında değildir..
Ve sonra Erzurum üzerine ahkam...
“Erzurum nasıl kalkınır?”
Tribünde oturup futbolculuk yapıyorsunuz..
Film seyredip, artistliğe soyunuyorsunuz..
Yok öyle şey..
“Dıppiginiz tutuyorsa” burada, şu soğukta, şu yoksullukta, yani her şeyiyle Erzurum'da kalsaydınız ya...
Var mı öyle Erzurum'un gehetinden kaçıp; kalkınma, gelişme kavgasının içinde olmayıp “dadaş “kesilmek...
Var mı?
Adama o sıfat genim olur genim..
Dadaşlık kisvesi size birkaç beden bol gelir...
Kime diyorsun ki..
Erzurum bir sermaye..
Erzurumluluk bir paye...
Metropollerde, göçenlerin üstlenmeye mecbur oldukları bir kimlik...
Yoksa kaybolacaklar..
Sonra ben Erzurumluyum iddiası...
Peki, Erzurumluysan, Erzurum'da niye değilsin kardeşim?
Erzurum'un külfetinde yoksunuz..
Ama nimet olunca, segirden segirdene..
Şu Erzurum halkı, şu vakur şehir neler gördü, neler..
Erzurum'da yaşamaya tenezzül etmeyip, soğuğunda üşümeyip, yokluğuna ortak olmayıp rahata sığınanlar; bu mübarek şehri siyasi ikballeri için adres görmediler mi yıllarca..
Ah ki ahtır..
Vah ki vahtır..
Trabzon, Kayseri, Denizli, Niğde, Sivas kalkınma destanları yazdılar..
Niyedir ve nasıldır bilir misiniz?
İstanbul'daki her Trabzonlunun işinin bir ucu doğduğu yerdedir..
Kayserilinin de, Denizlilininde.. Sivaslının da..
Mazereti biten, şehrine geri dönmüştür..
Hey sebepsiz yere göç edip, şu şehri göç beldesi haline getirenler, hey...
Erzurum'a gelmiyorsunuz ki, ola ki yolunuz Sivas'tan geçer de, bir şehir şehirlisince nasıl sevilirmiş, göresiniz de yüzünüz kızarsa...
Sivas yıllarca Erzurum'un sosyo ekonomik performansından uzaktı..
Şimdi öyle mi...
Erzurum'u geçip gitti..
Onda doğanlar, geri dönüp Sivas sevgilerini gösterdiklerinden olsa gerektir..
Ben Erzurum'dan göçüp de geri döneni görmedim..
Birkaç eski mebus dışındakilerin diğerleri Başkent'ten geri mi döndüler?
Bir iki Belediye Başkanı dışındakiler, neredeler?
Zenginliğe bu şehirde kavuşup sermayesini taşıyan büyük tüccarlar...
Memuriyete Erzurum'da başlayıp, işin yukarısına erişmek isteğiyle taşınan bürokratlar..
Köyündeki arazisini satıp savıp, başka illerde yiyen köy sahipleri..
Hangisi geri döndü ki..
Hangisi?
Hadi gidenlere uğurlar olsun da...
Bazıları durmuyor ki..
Bari gittiniz..
Erzurum'dan göç ettiniz..
Kalanlar kadar, yoksullukla, iklimle mücadeleye yüreğiniz yetmeyebilir..
Halden anlarız..
Bari ağır olun da molla desinler..
Dışarıda durup, ahkam kesmeyin..
Şu şehirden kaçan sanatçıların Erzurumluluk iddiasındansa, ölümüne Erzurum diyen Erzurum sevdalısı, Türkü Paşası Raci Alkır bize yeter..
Erzurum'u temsil edip burada eyleşen eski mebus..
Kazancına rıza gösterip dükkanını tezgahını Erzurum'da açık tutan esnaf..
Bize kafidir..
Metropollerde birden fazla Erzurum oluşturacak sayıda, burada doğmuşlar var..
Büyük çoğunluğu da şükür ki refah içinde..
Hele biri desin ki, “Erzurum'a Dönüş Projesi” var..
Sılanıza döneceksiniz..
Ne cevap alır acep, ne cevap?
Kaçı dönmüş ki, kaçı da geri döner..
Erzurum çoğusu için artık yaşanılır kent değildir, “kokor” olmuştur..
Erzurum'da kalanlar gidenler kadar geleceklerini mi düşünmediler?
Kalanlar soğuktan üşümezler mi?
Yokluk, inadına Erzurum diyenleri etkilemez mi?
Duranlar, göç etmeyenler, düşünce özürlüsü müdür?
Değildir elbette..
Erzurum sevdası, bütün gayretlerin üstündedir de, bunun manasını Erzurum'da eyleşenler bilir...
Ben, acizane, Erzurum'da Erzurumlunun yerlisi kalmadı, sözünün muhalifiyim..
Yok öyle şey..
Yerli, yerinde olur..
Yerli iseler yerlerinde olmalıydılar..
Onlar, o gidenler yerliyseler eğer; Erzurum'da kalıp da sorunlarıyla boğuşanlar, Erzurum için
karınca kararınca katma değer üretmeyi vazife bilenler turist midirler?
Erzurum'un yerlileri yerli yerindedirler kafanızı yormayın..
Şu Erzurum'dan çıkıp, Erzurum üstene bülbül gibi şakıyanlara, Erzurum'un dutunu mu yollasak acep?
Yerler de belki dut yemiş bülbül kesiliverirler...
Hasılı kelam şudur ki..
Şu Erzurum'un sosyal ve ekonomik performans düşüklüğünde, kalkınamamışlığında “göç” müessir olmuştur..
Göçler, gücü de azaltmıştır..
Göçler durunca sorunlar da sükut edecektir..
Ve elbette sebepsiz yere, sırf sorunlardan kaçmak adına, rahata koşmak adına göç edenlerin de , ahmak kesmeyi bırakmalarıyla..
Başka söze hacet mi var...
Erzurum'un kuşu karga, yemişi de şalgam olsun..
Başımızın tacıdır...
Ha sözümüz kimedir derseniz...
Elbetteki ortayadır ve ilada alanadır..
Ha katılmıyorsanız, o zaman Erzurum'a geri dönünüz de samimiyetinizi görelim..
Masrafınızı ödemek boynumuzun borcudur..

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

Sayin Turkez,
Ihlas Haber Ajansi yarin buronuza bir faks gecse ve dese ki bundan sonraki gorev yeriniz Istanbul. Sirf Erzurum'da kalmak ugruna gorevi kabul etmeyip istifa mi edeceksiniz? Insanlarin hangi nedenlerle sevdigi topraklari, sevdigi insanlari geride birakip gittigini bilemezseniz. Her yil birileri sizinkine benzer bir e-mail gonderiyor gruplarimiza. Bu sene bu gorevi size vermisler anlasilan.
Deniz Dal. Erzurumca Grubuna gönderilen yazı
12 11 2005.

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

From: salih "börteçine" "avcı" <salihavci25@...>
Date: Fri Nov 11, 2005 11:54 pm
Subject: istanbuldan vefasızlığa cevap............... salih_avci25
Offline
Send Email

Ayhan beyefendi yazınızı üzülerek okudum. ben istanbul da yüksek lisans öğrencisiyim anlattıklarınızı kendi

açınızdan bu şekilde görüyorsunuz ben dışardan bakan bir dadaş olarak şunları söylemek

istiyorum Şimdi eğri oturup doğru konuşalım şu anda üniversitede babadan oğula saltanatı, şu

kesim, bu kesim saltanatı

sürmüyormu, ve erzurumda ticaret konusunda yükselen hemşehrilerimize gardaş kim bilir

nereden çaldi kim bilir belki de gömü buldu deyip karalamadık mi? devlet dairelerin de şu işi

arkadaşımın üzerine nasıl yıkarım yada devletin enayisi benmiyim diye düşünüp işi

savsaklamadıkmı? Dışarı çıkınca birleşilen ama

erzuruma dönüldüğünde bir birinin kuyusunu kazmakla hiç bir yere varılmaz ben bir öğrenciğim

ancak İstanbuldaki erzurumlu abilerimle konuştukça bunların ne kadar vahim sorunlar olduğunu

görüyorum örneklere bakıldığında bir şehirden yurt çapın da büyük bir firma çıktığında mutlaka bunun

arkasında ya o şehrin halkının finansal desteği ya da manevi desteğini görüyoruz daha geçen

seneye kadar erzurumda millet ceplerin de kasaturalarla mezbahaya çıkar gibi caddeye

çıkmıyormuydu nerede birlik nerede dirlik!... Şimdi diyeceksiniz o zaman buna bi çare bulun

tamam çare toplumsal mutabakattan geçiyor diyorum ki gelin erzurumdaki sivil toplum

kuruluşlarını güçlendirelim ve üye olup kendi çapımızda halkımızı biçimlendirip taşın altına elimizi koyalım

hiç merek etmeyin dışarı daki errzurumlular sizden daha iyi erzurumu gözlemliyor ve iyi

şeylere destek vermek için can atıyor siz iyi bişeyler yapın mutlaka arkanızdan biirileri

gelecektir. Lütfen birbirimizi küçümsemeyelim okumuşundan okumamışına kadar,

sünepesinden girişkenine kadar herkes içinde bir potansiyel taşır bize meziyetlerimizi farklı

farklı veren Rabbim hiç bir şeyi boşuna yaratmamıştır. Bu bakış açısıyla birbirimize yaklaşıp

potansiyellerimizin farkına varalım hiç küçümsemeyin her potansiyelde öyle fırsatlar var ki

şaşıracaksınız. Allah hiç bir şeyi boşuna yaratmamıştır. Lütfen başkalarını eleştireceğimize

kendimizi nasıl geliştiririz diye düşünelim Tüm erzurumlu abilerime selamlar

SALİH BÖRTEÇİNE AVCI

msadik_yilmaz <msadikyilmaz@mynet.com> wrote:

.

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

From: "erenkara25" <erenkara25@...>
Date: Sat Nov 12, 2005 7:25 am
Subject: OLMADI AYHAN TÜRKEZ.. erenkara25@...
Send Email

SENİN GİBİ BİR GAZETECİYE YAKIŞTIRAMADIM..

ERZURUMLULUK ERZURUMDA OTURMAK DEĞİL ERZURUM BAYRAĞINI DAHA İLERİLERE TAŞIYABİLMEKTİR..
ERZURUMLULUK BİR COĞRAFİ BİRLİKTELİK DEĞİL BİR KÜLTÜRÜN ADIDIR.BU KÜLTÜREL DEĞERLERİ DE BİZLER HER İLDE ÇOK ZENGİNCE YAŞIYORUZ..
ERZURUMDAN GÖÇ EDENLERİN ÇOĞU KEYFİNDEN AYRILMAMIŞTIR.ERZURUM TOPRAĞI,SANAYİSİ SERMAYESİ YETERSİZ KALMIŞTIR.DAHA BÜYÜK OKYANUSLARA ÇIKMA İSTEĞİ HASIL OLMUŞTUR.VE BURALARDA HİZMETLER DEVAM ETMEKTEDİR.
ÜLKEMİZİN VE DÜNYANIN BİRÇOK YÖRESİNDE ERZURUMLU ARKADAŞLARIMIZ VARDIR.BİR ERZURUMLUNUN BU YÖRELERDE MÜRACAAT EDEBİLDİĞİ YARDIM GÖRDÜĞÜ YERLER OLMAKTADIR.
BU KONUDA DAHA FAZLA YAZMAK İSTEMİYORUM:LÜTFEN DÜNYAYA BAKIN DİYORUM.BUGÜN AMERKAYI YÖNETEN İNSANLAR NERELERDEN GELDİLER VE DÜNYAYA NASIL HÜKMEDİYORLAR,BİR BAKIN LÜTFEN.VE BU ŞAHISLAR HEM DE MEMLEKETLERİNDE HER TÜRLÜ DİRİLİŞİ GELİŞMEYİ YÖNETİMİ DESTEKLİYORLAR..
YA AYHAN BEY SEN ZEKİ BİR ARKADAŞSIN.DEFALARCA OTURUP KONUŞMUŞLUĞUMUZ VARDIR.BANA GÖRE BU YAZIYI DUYGUSAL BİR ANINDA SOĞUK BİR ERZURUM GÜNÜNDE YAZDIN.SENİ SEVİYORUZ.BİZLER İYİ ERZURUMLUYUZ.HİZMETE DEVAM EDİYORUZ.YANINDAYIZ..ERZURUMA VE SİZLERE BOLCA SELAMLAR..KONYADAN..

.

Hem Göçüp, Hem De Erzurum Üstüne Ahkam Kesmek Olur Mu?

Beynine, yüreğine, ağzına sağlık Sevgili AYHAN TÜRKÜEZ

Erzurum'u terk ederken Erzurum kimliğini, kişiliğini, örf ,adet, ananelerini, barını, kısacası kültürünü kaybettiğimizin hiç kimse farkında değil.

Yıllarca bize “Doğu'nun Paris'i diye ağzımıza bir parmak bal çalıp uyuttular.

Sevgili Hüsamettin CEYLAN 'ın “Erzurum defin hane mi ?” vecizesinden çıkarılacak sonuçlar elbette olmalı.

Elbette zaruretten gidenlere, Erzurum yarasını gurbette yüreğinde hissedenlere ne sözümüz olabilir ki.

Öyle şeyler yaşadık ki yazmaktan imtina, haya ederim. Hatırlayınca yüzüm kızarır, gözlerim nemlenir.

Niçin hemen kişiselleştirip “ hayır” “ ben öyle değilim “ dürtüsüyle hareket ederiz.

Bir musibetten bin hayır çıkarmayı neden hiç beceremeyiz.

Sevgili AYHAN ;
Bana öyle ufuklar açtın ki yüreğine, ağzına sağlık.

Yıllarca birbirmizi şamladık neyin sahibi olduk.

Mumcu, Yeğen ağa, Hasanibasri, Veyisfendi, Alipaşa, kadana Vs. mahallelerinde ki harabeleri hep görmezden geldik.

Kümbetlerin ve türbelerin içler acısı halini hiç ziyaret etmedik.

Çiftelerin dibinde, kale'nin içinde ve etrafında kadeh tokuşturan zevatlar acaba Erzurum'un öz evlatları mı.

Kavak kapı, Ardahan kapı, İstanbul kapı, Erzincan kapı hani nerdeler. Kapıları mı çalındı.

Gurbette belediye veya milletvekilliğine aday olup onu seçmeyen hemşerilerimiz şapkalarını önüne koyup bir düşünsünler.

Yıllarca Sultan sofrası toplantıları yapıldı. Nutuklar atıldı...
Sofra yok, Nutuklar kayıp.

Bu memleketin ekmeğini yiyip, istikbal kazanan, terk ettiğinde yediği ekmeğe tüküren (örnek armağan hayırlı) hayırsız evlatları yok mu sayalım.Onu da mı başımıza taç edelim.
Bilgiç gibi yazmaya çalışan bilgisiz zevatlara paye mi verelim.hakaret ve küfür etmeyi kendine meslek edinen saygısız, erdemsiz, liyakatsız, her şeye limon olan ve her şeye bir kulp takıp, kendi hemşerilerine lakap takan çürük elmalarla neyi halledeceğiz.

Bize hizmet olarak sunulan bu formlarda asgari müşterekler de buluşamıyor. Değerli şahsiyetleri küstürüyorsak neye yarar.

Hainlik ve çekememezlik gibi özelliklerimizi sürdürüp, ben değil, BİZ olamıyorsak neye yarar.
Neye yarar bir damla gözyaşının bin bir ışığını yansıtamayan kalem.
Yapıcı değil, YIKICI eleştirilerde inatla ısrar ediyorsak neye yarar.

Bu memlekette tarım, hayvancılık ruhuna el fatiha,
Sanayi, ticaret, ekonomi kör,
Turizm topal,
İşsizlik başa bela,
Yatırım namevcut.

“Orda bir köy var uzakta, gitmesek de, gelmesek de, o köy bizim köyümüzdür.

Sözümüz ; Erzurum'un kurtuluşunu BALO düzenleyerek kutlayanlara, yırtmaçlı hatunlarla dans ederek şehitlerimizi yad edenlere, içki masalarında Erzurum'u meze yapanlara...

“ Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın “ sözünü benimsediğimizde neleri kaybettiğimizin farkına varabildik mi ?.

Ayhan TÜRKÜEZ içerdekiler, dışarıdakiler diye bir ayrım yapmıyor. Bir şeyler anlatıyor anlayabilene.

Sevgili AYHAN ; beni bambaşka iklimler, bambaşka dünyalar götürdün. Erzurum'da yaşayan bir gardaşın olarak diyorum ki ; AĞZINA SAĞLIK.

Semih YETİMOĞLU
Erzurum şehir tiyatrosu
.