İbrahim Konyalı türbeyi anlattığı dönem için; “RABİA Hatun türbesi HASAN BASRİ mahallesindedir. Başka bazı türbeler gibi her tarafını adi yapılar insafsızca sarmış gırtlaklamış ve boğmuştur. İyi ve güzel bir agacı tüfeyli nebatların sarmaşıkların sardığı gibi... Etrafını saran bütün bu yapıların sahiplerinin bu asil binayı çok eskiden beri bir taş ocağı gibi kullandıkları anlaşılmaktadır.” derse de türbe'nin çevresi bugün istimlak edilerek açılmış ve türbe tamir edilmiştir.
12 yüzlü olan bu abidenin mahruti kubbesi tamir edilmöiştir.. Ayırdıcı hadlerini urgan gibi bükülmüş vaziyette birer çift kabartma süsler. Türbenin GÜMÜŞLÜ KÜMBET, KARANLIK KÜMBET gibi cenazeliği vardır.
Sandukanın konduğu katın kapısının altında fevkalade nefis çiçek tezyinatlı bir kuşak bütün türbeyi sarar. Türbenin içinde kitabesiz bir taş sanduka vardır.
Türbenin hiç bir yerinde yapanı, yaptıranı, yapıldığı tarihi, içine gömülenin veya gömülenlerin hüviyetlerini bildiren hiçbir kitabe yoktur yapılış ve süsleniş tarzından Olcaytu devrinin yapı seferberliğinde yapılmış bir İlhanlı eseri olduğunu kabul etmek istiyoruz halk bunu RABİA hatun turbesi şeklinde adlandırıyor.
İbrahim Hakkı Konyalı “Rabia hatunun kim olduğu hakkında elimize henüz bir vesika geçmiş değildir.” dese de kitabımızın “Erzurum Velileri” bölümünde Rabia hatun hakkında yapılan son araştırmaların bir özetini takdim etmiş bulunuyoruz.
Tetkikler yaparken (ekim 1957) kolordu kumandanı general MİTHAT AKÇAKOCA' nın türbeye kapı yaptırmak ve şurasın burasını çamurla kapatmak suretiyle büsbütün yok olmaktan kurtarmaya çalıştığını gördüm.
İbrahim Hakkı Konyalı daha sonra şu bilgileri vermektedir. “TOGAYOĞLU nun ERZURUM ve havalisini ele geçirdiği zamanlar yakıp yıktığı abidelerden biriside budur. Halkın dilinde burada yatan kişi <REBİA> hatun şeklinde yaşar. Arapça <REBİA> kelimesi <kuvvet taşı, miğfer, kutu, tabla, çayırlık, doğacık manasına gelir.> Hazret-i peygamberin ashabından otuz kadar erkeğin adıdır. Ben bu kelimenin kadın adı olarak kullanıldığına rastlamadım. <RABİA> nın halkın dilinde REBİA şekline sokulmuş olması da mümkündür. Arapçada RABİ dördüncü demektir. <RABİA> bunun müennesidir. Kız kadın ismidir. Arabların <RABİA adlı> iki şairleri vardır. Birisi RABİAT-ÜŞ-ŞA-MİYYE'dir. Şamlı olan bu kadın orada ölmüştür.
Diğeri RABİAT-ÜL-ADVİYE' dir. <tac-ür-rical = erkeklerin tacı > ünvanıyla meşhurdur. Bu Basralı kadın şairin (135) veyahut (185) Hicri yılında öldüğü anlaşılmaktadır.
ERZURUM hakkında kitap neşreden bir zad, bunun, RABİAT-ÜL ADAVİYYE olduğunun söylemesi doğru değildir demektedir. zaten Hasan-ı Basrî de H110 yılında Basra da ölmüş ve oraya gömülmüştür.
Muzaffer Taşyürek
.