Muhterem Baydar'ın haklılığına uzmanından bir katkı:
Hazreti Tevrat'ın köklü yorumlarında Fırat Havzası denilince akla Erzurum'un nehirde yüz akı olan Karasu da geliyor. Nitekim Musevi-Hazar Türk İmparatorluğu, Erzurum'u işgal etmemiş, fakat Erzurum muhafazakarlığını esas alarak, Oruç günlerinde, Hazarlar, sınırlarına yakın yerlerde "oruci basan" birilerini gördüklerinde, hangi dinden olduğunu sormaya dahi gerek duymadan, eşek sudan gelinceye dek dayak atmışlar ve en sıcak havalarda dahi kalın yün takkeler (kipa) takınmış, giymişlerdir.
Atatürk Üniversitesi, Körfez bölgesi ve Suudi Arabistan'daki devlet Üniversiteleri-İbrani Kürsülerinin (Ana Bilim Dallarının) benzerini derhal açmazssa, Karasu bereketi ona ne ölçüde hakkını helal edecektir, bilinmez!.