Nakiye Elgün

İSMİ MÜESSESELERE VERİLECEK ERZURUM KADINI YOK MU?
Mustafa Çetin Baydar

Zekiye Çomaklı hanımefendi geçtiğimiz günlerde “Nakiye Elgün'ü Hatırlamak” başlıklı bir yazı yazdı.
Erzurum Şehir Kültürü üzerinde dikkatleri olan bir insan olarak, özellikle “elmanın yarısı” mesabesinde bulunan “Erzurum Kadını” ve onun, gerek geçmişte ve gerekse günümüzdeki hayat macerası ile elimden geldiği kadarıyla ilgilenirim.
Kültürel dönüşümlerin Erzurumlu Modern Kadının statüsünü yükselttiği bir gerçektir. Bu yükselişe kadının “eksik etek” statüsü de dahil midir? İşte burası tartışılabilir. Dünün “Muhafazakar eksiketekler”in yerlerini, bugünün “modern eksiketeklerleri” dolduruyorsa Kadın Fıtratından uzaklaşma devam ediyor demektir.
Zekiye Çomaklı Hanımı, bir ayağı modernitede diğer ayağı yerellikte olan ilginç bir Erzurumlu yazar-anne olarak tanıdım. Bu konumuna uygun tecessüslerinin ürünleri olan köşe yazılarını şiirlerini olabildiğince takip ediyorum. Son yazısında Nakiye Elgün için şunları demiş:
Sanki memlekette ismi tarihe geçmiş başka kadın yokmuş gibi buraya (Yeniden faaliyete geçen Erzurum Doğum Hasta hanesine) Nene hatun adı verilmiş. Onur duyarım ama bu memlekette Kara Fatma da vardı. Atatürk döneminde 5.dönem milletvekilleri arasında Erzurum milletvekili olan Nakiye Elgün de vardı. Bunların isimleri ne zaman öğrenilecek diye merak ediyorum. Hiç olmazsa arada sırada Erzurum tarihine bir göz atılsa her ne kadar istanbul'dan getirilip burdan vekil seçilse de, Erzurum'a hizmet yapıp yapmadığı tartışılsa da, Erzurum'u temsilen o tarihte bir kadın milletvekilinin olması bile onun adının bir yere verilmesi için yeterlidir.

Nakiye Elgün ile ilgili elimde birkaç belge var. Zekiyi Hanımefendi bu belgeleri görse, Nakiye Elgün için açtığı kredi musluklarını açık tutmaya devam eder mi, bilemiyorum. 1934 yılında Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildikten sonra 20 dolayında kadın Türkiye'nin çeşitli illerini temsilen tepeden inmeci metotlarla Milletvekili yapılmış ve yıllarca (Nakiye Elgün 5, 6 ve 7. dönem) bu milletin sırtından geçindirilmiş. Bu kadınların seçimindeki genel kıstas modern kadın üretme projesi için prototip oluşturma kabiliyetleridir.. Bir mânada onlar, doktrinin, kadın mühendisliği için seçilmiş modellerdir. Nitekim bir ara TBMM'deki oranları % 5'e yaklaşmış, ama onların yasama görevlerinden günümüze bir tek fikir ve düşünce kıymığı dahi kalmamıştır. Şu anda televizyonlarda kadın iffetini yıkmak için, faaliyet gösteren manken, şarkıcı, artist, sunucu v.s makulesinın çıkış noktası, sözünü ettiğimiz masum başlama çizgisinin bugün adeta kudurduğu ilk ısırık anıdır.
Nakiye Elgün Milletvekili yapılmadan önce Feyziye Mekteplerinin Müdiresi idi. Feyziye Mektepleri (Bugün Işık Liseleri) Türk Eğitiminde Selanik dönmelerinin Eğitim müessesesi olarak bilinir. Bu sözde Erzurum Milletvekili ayıp olmasın diye iki-üç senede bir Erzurum'a birkaç günlüğüne uğrar, bu kısa sürede yaşadıklarını CHP merkezinin beklentilerine uygun bir edebiyatla raporlaştırırdı. Bu raporlardan birini bir milletvekili arkadaşı ile 1938 yılının Ocağında yazmış. Bayan Elgün bu raporda Erzurum kalkınmasının mesut neticeler doğurduğunu, bunun günlük hayata da görülmeye başlandığını şu sözlerle anlatıyor:

Bu durumun içtimai hayata de müessir olduğunu şükranla kaydetmek isteriz. Tesadüfen bulunduğumuz yerlilerden bay Mesud'un evindeki evlenme türeninde (töreninde) cazın davetkâr ahengine uyan Erzurum'lu çiftlerin akşam tuvaletleri ile sahadaki dönüşleri güzel bir manzara, medeni bir halkın akşam topluluklarına riayet etmesi lazım gelen bütün usul ve kaidelerin tatbik edildiğini görmek de ayrıca bir zevk teşkil ediyordu”

Erzurum Bayan Milletvekili Nakiye Elgün'ün elektriği dahi olmayan, millet vekillerinin yolda soyulup, kısa donları ve başındaki Fötr şapkaları dolayısıyla eşkıya tarafından eğlencelik yapıldığı; yoksul kitlelerin telisden elbiseler giydiği bir dönemde, kafasında bir modern kadın-modern hayat cenneti kuruyor. Tesadüfen bulunduğunu söylediği Bay Mesut'un evi CHP il idare Heyeti reisi Mesut Çankaya'nın evidir. Bu Erzurum evine, cazbantlar, dans sahası, akşam tuvaletleri giymiş medeni toplumların akşam topluluklarındaki bütün usul ve kaideleri tatbik eden bir şehir sosyetesi yerleştiren Nakiye hanım, bir manada Ömer Seyfettin'in gizli mabetteki özlemlerini tersyüz ediyor. Ve Ankara'daki doktrin merkezine de bu hayalini pazarlıyor. 1937 yılında halkevinin 12 elemandan oluşan bir bandosu var. Bu bandonun bende fotoğrafı da mevcut. Muhtemeldir ki Mesut Çankaya'nın düğününde bu bando alafranga havalar çalmak için görevlendirilmiştir. Ama Alafranga havaya uyup danslar yapacak, hele hele Nakiye Elgün'ün anlatımı ile cazın davetkâr ahengine uyan Erzurum'lu çiftlerin akşam tuvaletleri ile dans pistine çıkıp medeni bir halkın akşam topluluklarına riayet etmesi lazım gelen bütün usul ve kaidelerin tatbik eden bir kıvamda olması, sosyal bilimler açısından açıklanması zor bir rivayettir.
Zekiye Çomaklı Hanımefendinin , Yeni Erzurum Doğumevine “Nakiye Elgün” adının verilmesini teklif ederken başka gerekçeleri olmalıdır. Mesela Nakiye Elgün'ün bir başka Selanikli olan Halide Edip'le ünlü Sultanahmet Mitinginde kürsüye çıktığından bahsedebilir, buradan bir milli kadın kahraman (!) portresi çizebilir, böylece Nene Hatun'un yerine onu oturtabilirdi.. Tabii bunu yaparsa bizim gibilere de Boğaziçindeki aşiret ve Selanik Dönmelerinin tarihimizde oynadıkları “dönüştürme rolleri”nden bahsetme hakkı doğardı. Gerçi bu tür konular son zamanlarda Prof.Dr.Yalçın Küçük ve emsali kişilere kalmıştır ama yine de kafa yorulmaya değer konulardır.

.