AYNIYLA VAKİ ERZURUM FIKRALARI

FALAKAYA YATIRIRIM SENİ!
Yıllar önce bir tiyatro grubu Erzurum'a turneye geliyor. İlk gece
şehrin protokolü ön safta. Tiyatro sanatçısı Ülkü Tamer oyunda kızın
babası rolünü oynuyor, kızını istiyorlar, vermiyor. Çocuk aşk
acısından ölüyor falan filan... Halk acaip etkileniyor oyundan, çoğu
hüngür hüngür ağlıyor. Oyun bitiyor iki polis geliyor kulise,
“Komiserim sizi istiyor” diye. Ülkü Tamer de, “Çok etkilendi tebrik
edecek herhalde” diye kalkıp gidiyor. Karakola bir giriyor, ortalık
buz gibi. Komiser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyor.
Lan sen ne şerefsiz adamsın. Vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü gitti.
Ülkü Tamer Ama efendim, gak guk diye açıklayacak oluyor. Komiser,
Sus diyor, Yarın akşam da gelip izleyecem eğer yine kızını vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya yatıracağım.
Ertesi gün Ülkü Tamer oyunun sonunu değiştiriyor. Kızını veriyor oğlana, oyun rezalet oluyor ama komiser en ön safta mutluluk gözyaşları döküyor!

SAHNEYE AYAKKABI!
Yine Erzurum'a bir tiyatro grubu gelmiş. İslami oyun oynuyorlar. Neyse oyunun bir yerinde rol icabı İsrail askeri kılığına girmiş
oyuncular, Filistin genci rolündeki gencin kolunu kırıyorlar. Oyunun başından beri gaza gelen hacı amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayıp
Tekbiiiir Allahu ekbeeer diye bağırarak fırlıyor ve ayakkabısını çıkarıp İsrail askerlerinden birine fırlatıyor. Asker rolündeki
oyuncunun suratı kan içinde kalıyor. Oyun iptal ediliyor ama işin komiği ayakkabıyı fırlatan hacı amcaya anlatamıyorlar bunun bir oyun olduğunu. O hala Munafıklar! Bırakmadınız diğerlerini de devireyim diyormuş.