“ Erzincan'daki Ahi Nizamettin tekkesinde kaldıktan sonra Erzurum'a gittik. Irak sultanının (Selçuklu) hükmü altında, şehir geniş bir alana yayılmış olmakla beraber iki Türkmen taifesi (Ak koyunlu - Kara koyunlu) arasında baş gösteren savaşlar yüzünden büyük ölçüde harap olmuştur.Şehri üç ırmak keser, evlerin çoğu bağ ve bahçeler arasında bulunur. Erzurum'da Ahi Duman'ın (Toman) zaviyesine inmiştik. Bu zat ileri bir yaşta olup yüz otuz yaşını aştığı söylendiği halde, hala bir değneğin yardımı ile yürüyebilmekte hafızası bütün canlılığı ile durmakta, beş vakit namazını kılmakta idi. Ben açlığa dayanamayarak sadece orucu yemekten başka bir kusuruna tesadüf etmedim. Verdiği yemekte bizlere bizzat hizmet eyledi ise de, hamam hizmetimize oğulları koşmak zorunda kalmıştı. Zaviyeye indiğimiz ikinci günü yola çıkmak istediğimiz zaman, bize gücenerek buna engel olmaya kalkıştı. Şayet böyle harekette bulunursanız, konukluk en aşağı üç gün olduğuna göre, bizim bu şehirdeki itibarımızı kırmış olursunuz dedi. Bunun üzerine bizde üç gün kalmak lüzumu ile karşılaşmış olduk. Yola çıktığımızda varacağımız yere kadar yol azığımızı , bineğimizi, akçemizi ve yoldaki eşkıya ,arsız ve hırsızlardan muhafazamız için güvenliğimizi sağlayacak neferlerle uğurlandık.”.