Nizameddin KORUCU
1- Karasu Kütüphanesi: 1980 öncesi ve sonrası Mahallebaşı Nazik Çarşıda Erzurum Gençlerine hizmet vermiş bu kütüphanede binlerce temel kaynak eserin yanı sıra binlerce güncel ilmi kitaplar bulunurdu. Devrin âlim ve fazıllarının sohbetlerinin de olduğu bu mekânda sohbetin çayla beraber ziyafetini de tadabilirdiniz.
2- Yoncalıkta Yeniden Milli Mücadele Dergisi Kütüphane ve Temsilciliği: Eğitim Enstitüsünün şimdiki Eğitim fakültesinin altında, yol güzergâhında bir mekandı. İdealist, temiz yüzlü, ilme, edebiyata meftun üniversiteli gençlerin yeri idi. Burası şimdiki öğrenci etüt merkezleri gibi çalışırdı. Liseli öğrenciler ödev ve araştırmalarını burada yaparlardı. Bu mekanda bir masa etrafına toplanmış gençlerin hararetli olduğu kadar seviyeli sohbetlerine sıkça rastlardınız.
3- Temelli’nin Kahvehanesi: Yoncalıkta eski askeri kışlanın arkasında bir mekândı. Büyük bir alanda, etrafı bahçeli bu yerde kimler oturup, satranç oynayıp yahut sohbet etmedi ki? Halen devam eden bu mekân bir kültür merkezi vasfında idi. Sahibi Merhum Gıyasettin Temelli tam bir musikişinastı. Has bir Erzurumluydu. Meddah Behçet eminin halk hikâyelerini dillendirdiği yerlerden biri de burası idi. 1960’lardan bugüne işlevini bir ölçüde devam ettiren Temellinin Kahvesi, edebiyatla şenleneceği günlere yeniden aday gözüküyor.
4- Huzur Çay evi: Yoncalıkta yer alan bu yer; Esnafın, memurun, akademisyenin buluştuğu ender kahvehanelerden biri idi. Nice şair, yazar, gazeteci, üniversite hocası burada oturur, tadına doyulmaz sohbetler yapılırdı. Şimdi bu yerde bir iş han yükselmektedir.
5- Kurşunlu, Şeyhler ve diğer medreseler: Onlarca dünya çapında âlim, mutasavvıf yetiştirmiş manevi ve ilmi mekânlardı.
6- Onlarca esnaf kahvehanesi: Kültürümüzü yaşatan bu yerlerde, âşıkların ziyafetleri, atışmalar, halk hikâyeleri anlatılır ve dinlenirdi. Bu mekânlarda sabah çaylarının hususi müşterileri olurdu. Çayın alası demlenirdi. Büyüklerin oturduğu yerlerde gençler kendi aralarında oturmazlardı. Ancak onların umuma has sohbetlerini dinleyebilirlerdi.
Bütün bu unutulmaz mekânlar bir nevi halk üniversiteleri idi. Kültür ve töre yaşatılır, yeni nesillere buralarda aktarılırdı. Dedikodu edilmez, hikmet konuşulurdu.
Buralardan Behçet Mahir’ler, Nurullah Genç’ler, Nazir Akalın’lar, Reyhani’ler ve daha niceleri geçti. Yaşayanlara uzun ömür, ölenlere rahmet olsun.
Nizameddin KORUCU