Erzurumca-istanbulca Mukayesesi

Erzurumca ve İstanbulca Osmanlıcanın iki büyük varisi olmakla birlikte, Erzurumca, Osmanlıca'yı daha geniş-çok daha vüsatli yaşatmaktadır.
Açalım:
Zaman ve çekim açısından Erzurumca'da daha çok kip vardır,
Erzurumca Osmanlı kiplerini terketmemiştir.

Fiil zamanı açısından, Erzurumca'da anlamdaş iki geniş zaman bulunmaktadır.
Erzurumca "O Gelır: İstanbulca "O Gelir" olmakla birlikte,
Erzurumca "O Yapar"; İstanbulca'daki O Yapar"a eştir. Yani Erzurumca'da geniş zamanda fiiline göre bir fazla çekim biçimi var.

Osmanlıca "Bülesiz" tarzındaki emir, Erzurumca'da "Bülesız" biçiminde yaşarken, İstanbulca'da bu, "Bilesiniz" biçiminde değişikliğe uğramıştır.Tekilde zaten Erzurumlu,"Bilesen" der, ve İstanbulca'nın "Bilesin"ini ihtiva eder
Çetin Altan misali İstanbulca yazan ünlü İstanbul kalemleri dillerinin en çok yüz sene sonra kaybolacağını,yokolacağını ifade ederlerken, biz Erzurumca'nın bin yıl sonra yeniden doğuşunu yaşamaktayız. Buna en büyük bir kanıt şu okuduğumuz Sanal Sözlüğümüz değil midir?

Yine dillerin korkulu rüyası,Fransızcada sübjonktif diye telaffuz ettiğimiz,İngilizce'de istek ve dilek bildiren "Declension" tipi:
Erzurumca ve Osmanlıca'da "Gele"dir,İstanbulca'da ise, "Gelsin"
Gelsin zaten Erzurumca'da da "Gelsın" şeklinde ayrıca mevcuttur.

İlerde sözlüğümüz yayınlanırken ekleyeceğimiz Dil Bilgisi bölümüne herkesin katkıda bulunacağı ve yukarda verilen tipte örneklerin çok ama çok genişleyeceği kesindir.

Erzurumca şiir yazma,edebi yapıtlara yönelme,sırf güldürme ve şaklabanlık yapma tarzında ele alınmasaydı,şimdi bazı dizilerin Erzurum yerel televizyonlarında Erzurumca versiyonlarını dinlemeyecek miydik? Mesela (Jr)nin,Cey Ar'ın kendine "Bobi" diye hakaret etmesine karşılık mert kardeşinin ona, "terbiyen tahın" karşılığı bizi güldürür mü,yoksa düşündürür müydü?

Erzurumca, İstanbulca'dan daha güçlü ve kalıcı gözüküyor,ona sımsıkı sarılmanın zamanıdır. Yani:
(Basmanın zamanıdır begim!)