Erzurum'un Tarihi Kimliğini Yeniden İnşa'ya Kim Daha Ehil?

Erzurum'da kalanlar mı? Yoksa göç kervanlarına katılıp şehri terkedenler mi?

Bu sorunun cevabını verebilmek için Erzurum'da kalanları da, göç kervanları ile şehri terkedenleri de teşrih masasına yatırıp incelemekten gayri yol yok?

Bir başka başlık maddesi açarken "Mezararkalılık" kavramına değinmiştim. Mezararkalılık şehrin tabii çekirdeğinde yer bulamayan, çaresizlikten şehrin bittiği sınırlar olan mezarlıkların arkasına geçip orada ev inşa eden Erzurumlu'yu anlatıyor. Bu, geleneğin dışına taşan bir kimliktir. Erzurum'un son yüzyılda yaşadığı tarihi olayları ardı ardınca sıralarsak bu yeni kimliğin çok farklı bir mesajla geldiği görülür. Erzurum asırlar boyu İstanbul'un Periferisi olarak misyon yüklenip "Geçidi Beklemek" suretiyle, mektebi, medresesi, tarihi yapıları, sokak ve mahalleleri, yetiştirdiği insan tipleri, musikisi, töresi, dadaşı, barı ile günümüzde herkesin bir tarafından tutunduğu Erzurum kimliğini inşa etmiştir. Erzurum'un yaklaşık son iki asrı ise mezararkalılık kavramının ön plana geçtiği İstanbul'a ihanet edilecek yolların arayışlarına tevekkül edildiği, özllikle ırkçı Ermeniler ve Siyonist Yahudilerle mezararkalı konseptli kişilerin grupla dostuklar kurduğu, adeta onlarla yatıp kalktıkları görülür.

Merkezin Tarihi Misyonunu bağlı Erzurum çekirdek şehir halkı 31 Olayı patlak verir vermez ilk iş olarak Ayaklanan ahali İttihat Terakki ve onun vurucu gücü olan mezararkalılara. Saldırmıştır. İttihat Terakki Partısinin Erzurum ilçe ve köylerinde de hatırı sayılı bir örgütlenme çabası vardır. Bu çabanın maksadını iyi anlamak lazım. Sayın ayhan Türkez bize bekldiğimiz ipucunu, kaleme almış olduğu olduğu <bknz>HEM GÖÇÜP, HEM DE ERZURUM ÜSTÜNE AHKAM KESMEK OLUR MU?</bknz> yazısı ile verebilir. Turkez'e göre göçenler erzurum'da dünyalık kalmadığı için göçmektedir. Bu sözün mevhum-u muhalifi Erzurum'dann göçmeyip kalanlar Erzurum'da dünyalık vardır tezinin savunucusu konumuna geçiyorlar.

Bu önmli tasbiti yaptıktan sonra bir takım zümreleri Erzurum'a bağlayın dünalığın sosyo-kültürel karakteri üzerinde dürmak gerekir.
İstanbul merkezli ananevi periferik sistem Erzurum için son İslami direnişini yaptı ve , 31 Mart'a 1909'a tekaddüm eden günlerde, İttihatçıları, Mezararkalıları Konsoloshanelere, Ermeni, Rum Amerikan mekteplerine, yahut, ova köylerindeki feodal aktörler yönüne kovaladı. Bu bir kültürel saflaşma, cepheleşme idi. Dünyalık bahsinde Artık istanbulun vereceği dini değerler reddediliyor onun yerine seküler değerleri esas alan yeni bir mantelite ortaya çıkıyordu. Seküler değerleri verme konusunda Erzurumda yaşayan gayri islamın başını ermeniler, Rumlar ve Yahudiler çektiğine göre, bunlarla işbirliği Jöntürk Ruhunun yeni mesaisi oluyordu. Erzurum'un tarih isyanlarının hemen hepsinde sokak sloganı "Şeriat İsteriz" iken, Erzurum tarihinde ilk kere "Vergi Vermeyiz" bağlamında şekillenen bir noktaya oluşıyordu.
Burada İbni Haldun'un tanıklığına baş vurabiliriz. İslam'da Haricilik hareketinin tahlilinde İbni Haldun. Bedevi Ruhun, Şehir Ruhuna karşı olan öfke ve kinini çok güzel anlatır. Badiyeden yani çölden gelip şehirle önce çarpışan, sonra şehre hakim olarak onu zihni donanımları ile yeneden kurmaya çalışan Kırsal irade (Bedeviyyat iradesi-maraba ruhu) bir manada hazmattirme makinası olarak çalışır. Erzurumun islami Kimliğini atıp onun yerine Jöntürk hülyalarını koymak bu hazmettirmenin ulaştığı büyük başarıyı gösterir.
Bir önemli tesbitle bahsi temellendirme bölümünü bitireceğim

Erzurumx'da kalanlar bu şehirdeki dini olsun, seküler olsun bulabildikleri dünyalığı ne derece rafine edip bir eylem planı hazırlamışlardır.. Düşünürleri, öncü kuruluşları kimlerdir. Mesala ayhan Türkez hangi fikir adamlarına, yahut hangi ciddiye alınacak kurumlara yastlanmak suretiyle köşe yazılarını oluşturuyor?

Aynı durum Erzurum'u terkedenler için de söz konusu. Hemen herşehirde birkaç adet Erzurulu dernek ve vakıflrı var. Bunların genel havasına baktığımızda Halk oyunları Halk Türküleri Derneği'nin Halk Evleri konseptinden kopyaladığı, İnkılapçı dadaşı, yani kravatlı dadaşı lokalize etmek bir araya getirip tanıştırmaktan öte bir misyonları olmadığı belki bazı istisna halleri de işaret etmek suretiyle söylenebilir.