DAVUT SARI
“Özellikle şehri güzelleştirmek adına, trafiği rahatlatmak adına, ’Eski
Erzurum' olarak nitelendirilebilecek sahalarda her hangi bir yıkım ya da yeni
yapım gerçekleştirilmesini desteklemek, bu memleketin geçmişine ihanettir bana
göre. Bir kere, Erzurum yeni yapılaşmalar için ’kısıtlı' imkânlara sahip bir
diyar değildir ki! Çevresinde ekili-dikili arazi kıtlığı da yoktur. Bu
bakımdan ’modern' tarzda yapılaşma arzu edenler için Erzurum ’kısır' olarak
nitelendirilemeyecek bir şehirdir. Kısacası ’arazi bol' bir şehirdir.
’Nostalji' insanlar için vazgeçilemeyecek duygular doğurur. İşte sadece bu
duyguların tatmini için dahi, eski Erzurum'a dokunulmaması gerektiği
inancındayım. Hem ’çarpık' dahi olsa eski Erzurum yapılaşması; geçmişin
izlerini, insanların hatıralarını taşıyan örneklerle doludur.
Gelelim ’trafik' meselesine... Şehirlerdeki yapılaşmaları sadece araç
trafiğini rahatlatmak bazında ele almak ya da düzenlemek ne derece doğrudur
acaba? Diyelim ki bunu gerçekleştirdik. Bunun kime faydası olacaktır? Bütün
dünya, araç trafiğinin getirdiği olumsuzlukları bertaraf etmenin arayışı
içindeyken, bizim bu olumsuzluklara davetiye çıkarmak için caba sarf etmeye
çalışmamız ’garip' değil mi? Mesela, şehir içinde araç trafiğini rahatlatmak
yerine daha da ’güçleştirmek' yabana atılır bir fikir midir? Niçin yayalara
göre (veya bisikletlilere göre) bir düzenleme yapılmasın ki? Eski Erzurum
toplu taşıma araçları dışında kalan araçlarla seyahat edilecek kadar ’genis'
değildir ki? Bu sehir içi araç trafiğini rahatlatmayı niye bu kadar dert
ediniyoruz, anlamış değilim. Şehrin toplu yerleşim merkezlerini bir birine
bağlayacak düzenli yollara evet, ama sehir içinde her türlü kirliliğe (hava,
gürültü, görünüm...) sebep olacak düzenlemelere kesinlikle hayır. Hele bunun
için yıkım mi? Asla!”