Erzurum Şehrinin Tarihi Dokusu

MUSTAFA ÇETİN BAYDAR

Sevgili Talat Beyciğim,

Erzurum Şehrinin tarihi ve modern görünümüne yapılacak estetik katkılar için güzel tesbitlerde bulunmuşsun. Gelibolulu Ali'nin olduğunu sandığım şu beyit bizler gibi şehir dertlilerin hal-i pür melaline uygun düşer:

Neş'e ümid ettiğin sâgar da senden gamlıdır

Bir dokun bin "ah!" dinle kase-i fağfurdan

Erzurum'da olması gereken kollektif akıl adeta tatile çıkmıştır. En hayati kararlar ferdi cerbezeliklerin damgasını taşır. Erzurum'un işini işte bu cerbezelikler bitirdi.

Sızlanıp duran adama niye davacı olmuyorsun diye sormuşlar "Anamı belleyen Kadı, nasıl davacı olayım" demiş.

Erzurum mimarisindeki bütün çirkinliklerin mercii, belediyeler, mimar ve mühendisler, Üniversite, politikacılar, resmi kurumlar ve de halkın bizzat kendisi olunca bu şehir kollektif olarak "Ört ki ölim"e yatmış demektir. O yüzden bizlerin yazıp çizdiği

"Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" cinsinden şeyler.

Ama susmamakla iyi ediyoruz, bir umudun yaşamasını sağlıyoruz. Bu arada umut ettiğimiz geleceği de olabildiğince kusursuz inşa etmeliyiz.

Herşeye rağmen Tarihi dokusu korunmuş Erzurum için ortaya konacak en büyük strateji "Eski Şehir varlığına giren her köşeye saygı" duymaktır.

Değerli Talat Beyciğim. Bu saygı stratejisinin bir numaralı eylemi de "Kazma"yı vebadan kaçar gibi kaçılacak bir afet görmektir.

Ne olur "yıkma" kelimesini Erzurum'a sahip çıkan bir aydın sıfatıyla hiç teleffuz etmeyin. Rahatlama isteğindeki şehir trafiğinin canı cehenneme. Deveye diken lazımsa boynunu uzatsın, benim aziz şehir hatıralarımı yok ederek rahatlayan trafiğe kuş kondursa,sadece nefret duyarım. Eski şehire, modern trafik akışları oturtmak bir ayı ile aynı çuvalın içinde yaşamaktan farksızdır. Moderniteye çok meraklı olanlar Tarihi Erzurum'un açıklarına çekilir, bu zevkini orada tatmin ederler. İyi de olur, Modern erzurum'u yaşamak istediğimde canımı Atatürk Üniversitese Kampüsüne atarım. Hayli de keyif alırım.. Buna mukabil Eski Erzurum'da modernlik zannedilen yapılanmalar Müslüm Babanın arabesk şarkilarından daha kekre şeylerdir. Tarihi dokusu korunmuş Avrupa kentlerinin modern trafiğe uygunluk diye bir dertleri yoktur. Paris gibi, ikiyüz yıllık master planı yapılabilmiş şehirlerdeki gelenek-modernite dengesi birçok insanın aklını karıştırıyor. Paris'in sicili bu konuda iki asırlık bir kollektif bilinçle temiz duruyor. Ama bilinsinki gelenek-modernite dengesinde dünyada bir ikinci paris yok.

Velhasıl-ı kelam Erzurum'a acıyanlar, şu veya bu zıpırlıkları gerekçe göstererek onu yıkmaya kıymayanlardır.

Talatcığım bu yolda bir avuç insan kaldık. Aman iyi niyetle de olsa kazmaya uzanan ellerden olma!

Sevgi ve takdirlerimle