1EVLERİ, HANI, CAMİİ, CAMİİ HAZİRESİ MUKİMLERİ İLE TANIĞI OLDUĞUM BİR SOKAK
Narmanlı Sokağı
Mustafa Çetin Baydar
Okumakta olduğunuz satırlar, bir ucunda Narmanlı Camii , öbür ucunda Sultan Dördüncü Murat köprüsü bulunan takribi yüzeli metre boyundaki bir sokağın hikayesidir
Narmanlı Camii
Şehir merkezinde Tebriz Kapı semtinde Çifte Minareli Medrese'nin doğusunda yer alır. Kitabesine göre 1738 yılında Narmanlı Hacı Yusuf tarafından yaptırılmıştır. Önünde beş kubbeli son cemaat yeri bulunan Narmanlı Camii iç mekânı örten kubbesinin biraz daha büyük olması bakımından Erzurum'daki tek kubbeli camiler içerisinde en dikkat çekici olanıdır.
Camiinin kıble yönünde bulunan bu hazirede yatan Musa Paşa'dır. Bu zat, kamuoyunda TRT Genel Müdürü olarak tanınan Musa Öğün'ün dedesidir.
HALİT ALTIOKUN EVİ
Narmanlı camiinin güney yönünde önünde bulunan ilk bina'nın sahibi Halit Altınoktur.
Sporcu, kayakçı ve barcı Hasbettin Altınok , Halit Bey'in oğullarından biridir
Halit Altınok'un evi Cami hazire duvarından başlar, Kullebilerin eve kadar ulaşır . Kullebi Akif Ağa ile akraba olan Veysel Kullebi Tebriz kapısı kasaplarındandır.
Bu evin üstünde dar bir iç sokak arkasında Hayati Doğru'ların evi gelir
Ahi Toman kümbeti VEYSEL KULLEBİ'nin evinin bahçesindedir. Türbeyi her tarafından evler sarmış adeta yutmuştur. Mahruti kısmı yıkılan türbe çukurda kalmıştır. Türbe MEHDİ ABBAS kümbetine benzer. İçinde dört sanduka vardır. İkisi küçük ve SELÇUK tarzında taştandır. Birisinin üstünde AYET-EL-KÜRSİ yazılıdır. Adını ve vefat tarihini gösteren kısımlar okunamaz hale gelmiştir.
Türbenin hiçbir yerinde yapanı, yaptıranı ve burada yatanları gösteren kitabe yoktur.
Türbe iki buçuk metre kadar toprağın içine gömülmüştür. Bununda bir İLHANLI türbesi olduğunu kabul ediyoruz. Türbenin bulunduğu yer eskiden daha aşağı imiş sonra burası dolmuştur. İBNİ BATUTA H. 732 yılında M. 1331 ERZURUM'a uğradığı zaman AHİ TOMAN'ın tekkesine inmiştir. Bu şeyh yüz otuz yaşlarında imiş bu türbe acaba AHİ TOMAN'ın mıdır ? bu hususta bizi aydınlatacak hiçbir vesika yoktur.
KEL MÜEZZİNİN EVİ VE KEL MÜEZZİN
Ahi toman türbesi ile komşu olan ikinci ev kel müezzinin evidir
Narmanlı Camii'nın müezzini olan bu zat, okuduğu ezanı 3-4 kilometre mesafede bulunan Atatürk üniversitesi anfilerinde duyuracak kadar güçlü bir sese sahipti.
Öte yanda, Kel müezzin ramazanlarda okuduğu elvedalar ve “işfeelena / yevmel Arasat-ı vel mizan /irham bi fadlike rabbel alemin / limen gâle ebidike / amin” her ramazanda kulaklarımda çınlar
HACI ÖMER EFENDİ
Kel müezzinin evini güney yönünde geri bırakınca Hacı ömer Efendinin evine gelmiş oluruz.
Hacı Ömer Narmanlı sokağının en varlıklı kişisiydi. İki kanatlı cümle kapısı ve iki katlı ikametgahı ile görkemli bir eve sahipti. Bu evin damında çokça oynadığımı gören rahmetli Hacı Ömer, beni rahmetli babama şikayet dahi etmişti. Taşmağazalar'da kendisinin manifatura, bacanağı Mahir Altuniş'in kuyumcu atölyesi vardı. Bacanağının damadı olan Prof.Dr. Kenan Gürsoy ’u Tv'de yaptığı ilmi tartışmalarla hatırlıyoruz.
İKİ BACILARIN EVİ
Hacı Ömer'in evinin bitişiğinde yine iki katlı bir konak dururdu. . Dar bir sokak, bu konağı mahallemizin çocuklarına Kur'an dersi veren iki bacı hocaların evi ile ayırırdı. Sözünü ettiğim darlık o ölçüdeydi ki, çoçuk bacaklarımızla bu aralığı atlayarak damdan dama geçerdik.
Kuran hocamız hanımefendi ve ablası
Bu iki bacılardan küçük olanı bize Kur'an dersi veriyordu okutuyordu. İsmini çokça arasam da bulamadım. İkinci meşrutiyet sonrasında Erzurum'da açılan darü'lmuallimatlardan (Kız öğretmen okulları) mezun olması muhtemel gözüküyor.
NARMANLI SOKAKTA BİR PADİŞAH HATIRASI
Erzurum'da şehir içinde, Murat Suyu üzerinde bulunan köprü Narmanlı ve Sıvırcık mahallelerini birbirine bağlamaktadır. Köprü Sultan IV.Murat'ın (1623-1640) Erzurum'u imar ederken bu köprünün yapılmasını istemiştir. Kitabesi bulunmamaktadır. Ancak yapı üslubundan XVII.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Köprü kesme taştan ve tek kemerli olarak yapılmıştır. Gavurboğan deresi bu köprünün altından akar ve Narmanlı sokağını boydan boya geçerek dabahane çeşmesi önünde kumludere çayı ile birleşir. Sokak sakinleri, dere üzerine uzatılan sal taşlar üzerinden yürüyerek bir evden karşısındaki eve geçerdi.
Narmanlı Sokağının Karşı Geçesi
Bu geçenin altından başlayıp güney yönüne doğru çıkacak olursak Sivaslı Halil Efendi Han'ı ilk uğrak yerimiz olur.
Genellikle Aşiret bölgelerinden gelen kızak ve kağnıların hedefi sokağın alt başındaki Sivaslı Halil Efendi'nin hanı idi. Köylüler bu handa kaldıkları sırada ellerinde olanları satar olmayanları satın alırlardı. Biz mahallenin yaramaz çocukları kış mevsimi girdiğinde Kürtlerin şehre ulaştığı kızakları kaçırıp kiremitlik tabyasında içine dolarak dağ aşağı kayardık. İzimizi süren kızak sahiplerinin can hıraş kiremitlik tayfasına koştuğunu gördüğümüzde gülüşerek köybolurduk.
Han sahibi olan Sıvaslı Halil Efendi palandöken dağı'na ilk ağacı diken kişidir. Erzurumlular uzun yıllar onun diktiği ağaçların meydana getirdiği bahçede dağ sefası yapmışlardır.
Hanı geride bırakıp yürüyüşümüze devam edelim
Erzurum'un Ağavat takımından olan Korukçu Ailesi'nin bir kolu da Narmanlı camiinin yan karşısındaki Konakta otururdu. Bu konak Şimdi Erzurum'da eczane sahibi olan Münir Korukçu'nun babası Münip beyin anlı şanlı konağı idi.
Bundan sonraki konağın hikayesi daha bir ilginçtir.
Sıtkı Aras bu konağın satın alınışını bir tevatüre dayandırarak anlatır. Söylenceye göre Karabağ göçmeni Şamil Efendi, bir camış gönüne doldurup getirdiği altınlarla burasını satın almıştır. . Şamil Efendi'nin bu gelişinde satın aldığı emlak arasında Palandöken Mekteb-i İptidaisi de vardır. Bu mektep maalesef bilinçsiz baltaların kurbanı olmuş, günümüzde betonarme bir binaya dönüştürülmüştür.
Narmanlı sokağının mukimlerinin tamamı ehl-i sünnet akidesindeki insanlardı. Aşiret kökenli olan Güven Ailesi Şafii mi Hanefi mi idi bilemiyorum.
Celeplikle manifaturacılığı bir arada yürüten Hamit Güven'in göz alıcı konağı yine bir manifaturacı olan Hacı ömer Efendi konağıyla karşı karşıya idi.
Hamit Gülen'in en küçük Oğlu Şevki Güven ailenin mesleklerine açtığı eczane ile “Eczaneciliği” de ekleyecek bilahere yine aileden Cemil Güven bir Kuyumcu dükkanı açacaktı.
Narmanlı sokağı Hamit Güven'in evinden sonra bir gül bahçesi ile sonlanırdı. Güneye bakan bu bahçenin batıya bakan yüzünde eceli yakın çeşmesi ve onun kurunları (yalakları) bulunurdu. Çeşmenin karşısındaki Kullebi Akif Ağa'nın konağı dönemden günümüze ulaşan tek ikametgahtır.
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -