1 (Erzurumlu) (1703-1780) : Hasankale'dc doğdu. İlim ve tasavvuf çevresinde yetişti. İyi bir eğitim gördü. Siirt'in Tillo köyüne, Şeyh İsmail Fakirullah'ın himayesinde bulunan babasının yanına gitti. Tahsiline orada devam elti. Babasının vefatı üzerine Fakirullah'ın himayesine girdi, müridi oldu, Şeyhinin kızıyla evlendi. Şeyhinin ölümü üzerine Erzurum'a döndü. Bir süre İstanbul'da bulundu. Tekrar Tillo'ya gitti. Dergaha yerleşti. Fakirullah'ın yerine şeyh oldu. Tillo'da vefat etti. İbrahim Hakkı, zamanının ünlü mutasavvıf, şair, ansiklopedisi bir bilim adamı ve mürşididir. 15 kadar eseri vardır. "Marifetnâmc" ve divanı "İlahî-nâme", bunların en önemlilcrindcndir. |
|
2 ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI HAZRETLERİ Alim mutasavvıf ,şair Erzurum ’un tanınmış simalarından Derviş Osman Efendinin oğludur. Annesi Hz . peygamberin soyundan Şerife Hanife Hatun'dur. İlk tecvit ve Kur'an derslerini babasından aldı. Dokuz yaşında iken babasının arkasından Siirt'in Tillo köyüne giderek kadiri şeyh -i İsmail Fakirirullah'a intisap etti .tahsilini burada tamamladı. Babasının ölümünden sonra (1719), şeyh İsmail Fakirullah'a halife oldu. İslami ilimlerle tasavvufu şeyhinden tahsil etti. Şeyhinin yanında nevniyazcılık, meydancılık, nakiblik ve halifelik görevlerinde bulunan İbrahim Hakkı 1719 ve 1735'te iki defa Tillo'dan Erzurum'a döndü Erzurum'a birinci gelişinde dokuz yıl kalmıştır. Şeyh İsmail Fakirullah Efendi “bekâbillah” mertebesinde olduğu için bütün gerçekleri şeriat ve takva lisanı ile örtmüş,hayatı boyunca alaylı ve eğlenceli sözler söylememiştir. İbrahim Hakkı hazretlerinin tarikatı, en meşhur eseri Marifetnameden anlaşıldığına göre Nakşibendiye'dir. O, Marifetnamesinde Allah'a giden en kısa yolun Nakşibendilik olduğunu ifade ederek mensup olduğu tarikatı da açıklamıştır. İbrahim Hakkı çok yönlü bir alimdir. ll Mahmud'un izniyle Kütüphane-i Hümayunda çalışmalar yapmış çok yönlü bir alim olarak ilmini artırmıştır. O; mutasavvıf,mütefekkir, ictimaiyatçı, ruhiyatçı,felekiyet alimi,Türkçeci fen adamı ve kelamcıdır. Divan sahibi şairdir. Eserlerinde matematik,geometri,anatomi,astronomi gibi ilimlerin yanında da tasavvufa geniş yer vermiştir. Eserleri ile dönemini derinden etkilediği gibi zamanımızda da şöhret kıymetinden kaybetmemiş olan Marifatname'sinde astronomi,coğrafya matematik tıp tedris usulü,karekteroloji, adabı-ı cima, itihadü ahvalü eşkali evlata kadar kimsenin yaklaşmaya cesaret edemediği meseleleri tam bir serbestlik içinde ele alınmıştır. Eserlerinde Gazali'nin etkileri hissedilen İbrahim Hakkı hazretleri İbn Miskeveyh, Kınalızade Ali Efendi ve benzeri ahlakçıların yaptığı gibi bir ahlak felsefesi yapmaz. O Peygamberlerin dolayısıyla Kur'an'ın ortaya koyduğu ahlak prensiplerini sunar. İbrahim Hakkı'da derin bir insan sevgisi vardır. İnsana Kur'an-ı Kerim ’in “eşrefül-mahlükat” diye buyurduğu gözle bakar. Onda Yunus Emre'yi hatırlatan,insan sevgisiyle dolu birçok şiire rastlanmaktadır. “şeriat, tarikat hakikat,ve üçünün neticesi olan marifetin en yüksek derecesi ve mertebesi Allah'ı bilmektir. Ancak Hakkı bilmek için nefsi bilmek lazımdır. Nefsi bilmek içinde biniti olan bedeni bilmek gerekir. Marifetname'nin her bölümü İslam akidelerini ifade eden şiirle desteklendirilmiştir. Marifetnamesiyle diğer eserleri göz önünde bulundurduğu taktirde İbrahim Hakkı'nın bütün ilim dallarından hareket ederek varmak istediği gaye insan-ı kamil olmak ve Allah'ı bilmektir. Ona göre insan,önce bedenini ve nefsini münasebeti olan insanları dünyayı,felekleri tanıyarak fizik aleminin ötesine geçebilir, Allah'ı idrak edebilir. Sözleri Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın hayat felsefesi, bütün durumlara iyi gözle bakmaktır. Çünkü Allah, Kur'an-ı kerim'de ifade edildiği gibi sadece iyilik yaratmıştır. Olayların ve eşyanın uygun olmayan ve olumsuz gibi görünene yönlerini araştırmak yerini iyi yönlerini görmeye çalışmalıdır. Çünkü yüce Allah'ın bir ismi Hakim'dir. Bu yüzden her şeyde hikmetli bir taraf vardır. Bu konuda şöyle der: “Sakın deme, o şöyledir, bu böyle Hayat, her yönüyle yaşanan ve akıp giden bir seyirdir. Bu seyir içinde bizi duygulandıran, zaman zaman ruhumuzu okşayan nağmeler vardır,musiki bu nağmelerden bir cüzdür: “Musiki, hikmete dair fendir. Ancak musikiyi, ahlaki kaidelerin dışına çıkarmamalıdır. Ona göre gerçek musiki türü, İbrahim Hakkı'nın düşüncesinde yer almaz. Çünkü onun düşüncesinin esası, ahlaklı olmaktır. Bu konuyu şu mısralarla getirir: “Ahlak yolu pek dardır Ahlaklı olmanın prensiplerinden birisi, belki de en önemlisi tatlı dilli olmaktır İbrahim Hakkı, bu konudaki fikirlerini de şiirle dile getirir: “Güzel huy, hoş melahattır İbrahim Hakkı , sözün özünü zihinlere nakşetmek ister. Bunun en güzel yolu şiirdir. Çünkü hoş sözdür. Bu sebeple bir şiirinde insanın iyiliğini şöyle dile getirir. İfade edilen mülayemeti de (yumuşak huyluluk) şöyle dile getirir: “Cümlenin aklınca gönlünce mülayim olsan Ölümünden beş sene evvel,mürşidi olan Fakirullah'ın irşad vekili olarak 1195(1781) Senesinde Tillo'da ölmüş ve hususi mezarına defn edilmiştir. Mezarını kendisi yapmıştır. Matematiğe dayanarak yaptığı bu mezarı öyle bir yönde yapmıştır ki Mart ayının 9. günü sabahleyin doğan güneşin ışıkları ilk önce Fakirullah Efendinin,daha sonra da kendi mezarının üzerinden geçerek yeryüzüne dağılır. Bu, Fakirullah Efendinin büyüklüğüne bir işaret olarak yapılmıştır. Eserleri: Eserlerinin sayısı hakkında çeşitli kaynaklar birbirinden farklı bilgiler verirler İsmail Fehmi Paşa Hediyyetül Arifin Esmaü'l-Müellifin ve Âsârül Musannifin adlı eserinde 32,Bursalı M.Tahir Osmanlı Müelliflerinde 39,İbrahim Hakkının torunlarından Celalettin toprak Erzurumlu İbrahim Hakkı ve hocası Şeyh İsmail Fakirullah adlı lisans tezinde 54 eseri olduğunu belirtirler. Bu eserlerin adları ile İbrahim Hakkı üzerine yazılmış kitap ve makalelerin listesi İsmet Binark-Nejat Sefercioğlu'nun hazırladığı İbrahim Hakkı bibliyografyası(1977)adlı kitaptır. İbrahim Hakkının basılmış diğer eserleri:Divan-ı İbrahim Hakkı (1847)Marifetname (ilk baskısı Kahire 1835,daha sonra Kazanda Kıbrıs'ta ve İstanbul'da defalarca basıldı), İnsan-ı Kamil (1971)ve Kenzü'l-fütûh (1989) İrfaniye(1760), İnsaniye(1762), Mecmeatü'l Maani (1764), Tuhfetü'l- Kiram(1766), Nuhbetü'l - Kelam(1768), Meşariku'l-Yuh(1771), Sefinetü'n-Nuh min Varidaü'l-Futuh(1773), Kenzü'l Futih(1774), Definetü'r Ruh(1775), Ruh'ş-Suruh(1776),Üfetü'l-Enam(1176),Urveu'l-İslam(1774),Heyetu'l-İslam(1777)dır. Şiirlerinden bazı örnekler: Vasfı lisan seninledir-Vasfedemem gönül seni, Aşk ile mamur olur-hane-i viranımız Gazel Gafletten uyan ey dil kim bâl-ı sabâ geldi Ey âşık-ı ruhanî,vey ârif-i rahmânî Ve hâbını emtâva gel kâdi-i hâcâta Koy hâb ü hayâlâtı terk eyle muhâlâtı Kesret kederinden geç vahdet meyini saf iç Hâb içre olur gamlar aşk içre olur demler Hakkı ko bu ağyârı bul dilde o dildârı Tevfizname Hak şerleri hayr eyler Sen Hakka tevekkül kıl Kalbin ana berk eyle Hallaki rahim oldur |