Kısa Zilkade Şiirleri 2
Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat

KÂBE;
NEREDE?

Olmasa kanatlarım;
Yerde uçarım, yerde
Söyleyin: Kâbe nerde?

Göklerden armağan taşla,
Mümin gözden akan yaşla
Rabbin sevgili dostu İbrahim'in
Ve oğlu Hazreti İsmail'in
Alın teriyle inşa edilmiş
Kâbe;
Mekke'de!
Ya gönlün taşı delip damarıyla buluştuğu
İç Kâbe neresi;
En uç Kâbe neresi?
Peki,
Neydi:
Tavaf ettiğimiz kutsal ve örtülü yapının
Derinlerden daha derin
Konuştuğu lisan; Rabbimizin Kâbe dili?
Ki saklı dünya gözünden
Duyulmaz kulaklarla, sürülemez izinden...

Geçsem örtünün arkasına
İşitebilir miyim:
Doyulmaz, duyulmasa da,
O tanımlarını; tanımlarken kimliğimi: “ben kimim”?
Sen ve onlar kimsiniz, kimlerdensiniz;
Yaşam nedir, hayat neyin nesi,
Duyan var mı, Kâbe gerçeğini, Kâbe'deki sesi?

Frekansı algılayabilsem
Ulaşırım Kâbe'ye dönmemecesine
Ah manayı bir çözebilsem...
Maddi dünyama-tekrar-geri gelsem,
Eski konumumu alsam
Bile
O lisanı öğreterek dile
Kopmam mübarek örtünün gizlediği Kâbe'den,
Oraya nasıl ulaşırım, nereden?

Anlaşılıyor ki,
Kâbe'miz, taşın içinde saklı
O bir nefes: Rab dostu İbrahim'in dinleyip yanıtladığı ses
Şimdi, biri söylesin bize:
Kâbe, Mekke'de; orası belli
Fakat zihinle algılamaya hazırlandığımız
Bir boyutu olmalı Kâbe'nin
Olmalı hafif kaçar:
Var, özüm gibi biliyorum: var-var...
İşte o boyut Kâbe'de
Nerede?

.