|
1Tarihin çevresi açılıyor
Cazibe merkezi projesi kapsamında tarihi Üç Kümbetler'in etrafında Yakutiye Belediyesi'nce yürütülen yıkım çalışmaları devam ediyor.
22.06.2011
ALBAYRAK
Cazibe merkezi projesi kapsamında tarihi Üç Kümbetler'in etrafında Yakutiye Belediyesi'nce yürütülen yıkım çalışmaları devam ediyor.
Erzurum'un önemli tarihi eserleri arasında gösterilen yer almasına karşın depo olarak kullanıldığı ortaya çıkan, Saltuklu Devleti'nin kurucusu Emir Saltuk'un da içerisinde yer aldığı Üç Kümbetler'in etrafındaki yıkım çalışmaları sürdürülüyor.
Tarihi eserlerin gün yüzüne çıkarılması sağlayarak Erzurum'u açık hava müzesine dönüştürecek projeye Devlet Planlama Teşkilatı'ndan (DPT) onay çıkmasının ardından Yakutiye Belediyesi'nce başlatılan yıkım çalışmalarıyla, yaklaşık 700 yıldır ayakta duran kümbetler, çirkin görüntüden kurtarılıyor.
Kent tarihinin önemli simgelerini buluşturma amacıyla yola çıkan Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, 17'si DPT'den 13'ü belediye bütçesinden toplam 30 milyon lira harcanarak yürütülecek olan projeyle Üç Kümbetler, Çifte Minareli Medrese ve Ulucami'nin çevresini bir daha kapanmamak üzere açılacağını söyledi.
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:39 -
|
|
2(ÜÇ KÜNBETLER) ERZURUM'UN üç kıymetli tarihi türbesinin adıdır. (ÜÇ) sayısı TÜRK 'ler de (Dokuz) gibi bir çeşit kutsallığı bulunan bir sayı olduğu için Türk tarihinin yüksek mimarı kıymet taşıyan üç yadigarı böyle adlandırılmıştır.
Bunlar; çevrelerini kuşatan bir mezarlığın içindedir. Kadir ve kıymet birlik ölçüsü kaybedilen devirlerde ERZURUM'UN topu senetleri mesabesindeki mezarlıkları ve taşları yok edilmiştir.
En az sekiz asırdan beri ahirete intikal eden TÜRK ve Müslümanların cesetleriyle mezarlığın seviyesi çok yükselmiş olduğu, türbelerin toprak üstünde kalması gereken bazı kısımlarının toprağa gömülmelerinden anlaşılıyor. Türbelerin dışarıdan ve içerinde hiç bir yerlerinde kitabeleri yoktur.
Mermer veya çini kaplı olmaları muhtemel bulunan sandukaları da yok olmuştur. Türbelerde erkek, kadın, kız, kaçar kişinin gömülü oldukları da bilinemiyor. Birinde türbenin yanında üstünün mahruti dış kubbesi yıkılmış dördüncü bir türbe daha yapılmıştır. Alt kısmı dört köşeli olan bu türbeyi bazıları mescit sanmışlardır.
Cahili devirlerde TÜRKLER çadıra büyük bir muhteremlik ve kudsilik verirlerdi. Bu sebeple TÜRKLER türbelerini de mahruti çadır şeklinde yapmışlardır. İnceleyeceğimiz üç kümbetler de mahruti çadır şeklindedirler.
Kapısı şimale açılan birinci türbenin alt kısmı sekiz yüzlü, kubbe eteğine kadar yuvarlak ve üstüde mahrutidir. Türbe boz ve kırmızı renkli taşlarla inşa edilerek yapıya müstesna bir ahenk temin edilmiştir. Yarım daire şeklindeki kapı üstlüğünü saat kulesindeki gibi handesiz şekiller süslemektedir. Sağında ve solunda boş yuvalara vaktiyle kitabeli çini veyahut kıymetli birer taş oturtulmuş olduğu anlaşılıyor. Yapının her yüzünde,ortalarında zarif başlıklı birer sütun bulunan eş kemerli pencereler vardır. Bunlardan dördü sağırdır. Bina yalnız eş kemerli dört çift pencereden ışık alıyor. Sağır pencereler binaya tenazur ve ahenk sağlamak için yapılmıştır. Yüzeyler üçgen şekillerle sona erer ve bundan sonra yapının müdevver kısmı başka bir ifade ile kubbe kasnağı başlar. Bu kısım beş sıra taşla yapılmıştır. Mimar kasnağın yüzlerinin sivrilen kısımlarının inik ve çukur olan kısımlarına rastlayan yerlerine mihrap şeklinde içeriye doğrulmuş gibi birer hücrecik yapmıştır. Bunların sayısı da sekizdir. Mimaride bunlara (mihrabi hücre ), (tahtçe) derler bu hücreler ERZURUM iç kalesindeki mescitte de görülür san'atkar, hücrelerin kemerleşen üstlerini çiçeklerle hakiki veya efsanevi, esatiri figürlerle ve başka resimlerle süslemiştir.
Sanatkarane hakkedilmiş olan bu süsler şunlardır:
1 -Ağızlarını açmış, dillerini çıkarmış, biri birine sarmaş dolaş olmuş iki ejder.
2- Kırılmıştır. İyi görülemiyor ve manalandırılamıyor.
3- Kanatlarını açmış yırtıcı bir av kuşu(Şahin, kartal, balaban veya karakuş olabilir.)
4- Tavşan başı.
5- Boynuzları hilal şeklini almış bir öküz başı. Boynuzların arasında bir insan başı vardır.
6- Çiçek ve yaprak.
7- Çiçek.
8- Başlarını birbirine çevirmiş kartal başlı aslan vücutlu iki hurafevî mahluk ki esatir dilinde buna griffon derler. Bu İRAN, ASUR ve Yunan mimarilerinde de süs olarak kullanılmıştır. Bu resimlerin, burçları, senenin aylarını ifade ettiğini, TÜRK'lerin Ongun'ları olduğunu söyleyenler vardır. Burçlar ve sene ayları sekiz değil onikidir. Saltuk Oğulları Türk ve Müslümanlardır. ERZURUM'U aldıkları ve burada beylik tesis ettikleri zaman yerli sanatkarlardan faydalanmışlardır. Bu yerlerde bastıkları paralarında da eskiden hakim bulunan ve buralarda paraları geçen BİZANS' lıları kopya ve taklit etmişlerdir. Mesela: SALTUK'un bakır paralarının yüzünün ortasında üç kademeli bir sütün üzerinde bir salip ve sağında bir eliyle kılıcını ötekisiyle salibi tutmakta olan Hıristiyanların mukaddes adamları SENJORJ ve solda da bir imparator vardır. SALDUK BİZANS imparatorlarından ikinci YUVANİS KOMNİNÜS'ÜN bakır parasını taklit etmiştir. Beyliğin kuruluş ve oluş çağında teb'asının çoğu Hıristiyan olan SALDUK oğulları, paralarını böyle yaptırmakta halkı ısındırmak gibi belki de siyasi bir maksat gütmüşlerdir.
Bizce türbenin mihrap hücrelerindeki bu kabartma resimlerde milli bir hususiyet yoktur. Bunlar yerli san'atkarların da iştirakı ile gelişi güzel yapılan şeylerdir. Kubbenin saçak eteğinde üç silme halinde ve bilezik şeklinde süsler vardır. Ortadaki bükülmüş halatı andırmaktadır.Dış kubbe ortaları biraz karınlıca mahrut şeklindedir.
Türbe 1956 yılında MAARİF vekaleti tarafından tamir edilmiştir. Tamirden evvel kubbenin iç ve dışında muhtelif çatlaklar vardı. Taş kaplanırken dış çatlaklar giderilmiş ama, iç taraftakii çatlaklar kapatılmamıştır.. Türbenin bir çok SELÇUK türbeleri gibi cenazelik, mumyalık denilen bir yeraltı kısmı vardır. Zaten cenazeliğin kubbesi KONYA'DAKİ GÖMEÇ HATUNUNKİ gibi yıkılmıştır. Tamir esnasında üstü örtülmüş ve kapısı da türbenin içine açılmıştır.
Buraya beş merdivenle inilir. İlk inşaasında da böyle olduğunu tahmin ediyoruz. Türbenin içi gayri muntazam taşlarla yapılmıştır ve Kubbesinde yer yer çatlaklar gözeçarpmaktadır.. Türbe içinden müdevverleşmeğe başlarken; sekiz köşeli olmak üzere üstleri tavus kuyruğuna benzer yelpaze şeklinde yapılmıştır Sekiz yüzden yalnız dördünde teve'm kemerli pencereler vardır. Türbenin içine sonradan H.732 de öldürüldüğü anlaşılan REŞİT oğlu TAC-ED-DİNE ait bir mezar taşı getirilmiştir.
SALTUKOĞULLARININ ERZURUM ve havalisindeki hakimiyetleri 124 yıl kadar sürmüştür Türbenin zemin katında kaç mezar veya ıskara üstünde kaç tabut vardı? Bu kat yıkıldığı ve asırlarca metruk kaldığı için herhangi bir bilgiye ulaşılmamıştır. Binayı kim ne zaman yaptırmıştır?.
İç kaledeki TEPSİ MİNARE denilen saat kulesiyle buradaki mescidi İNANÇ BİYGU , MİCİNGİRT kalesini de EB-ÜL-KAASIMIN torunu EBU MENSUR ARGIN BASAT yaptırmışlardır.
Ailenin kurucusu EB-UL-KAASIM ın oğullarından ALİNİN torunlarının ERZURUM ve havalisinde yaptırdıkları binalar varsa da kitabeleri bize kadar gelmediği için bu yapılar hakkında fazla bilgi yoktur. Öte yandan SALTUK ailesinin vakfiyeleri de bize kadar gelmemiştir. ANKARA kuyyud-i kadime arşivinde bulunan H. 1000 (M. 1591) tarihli bir (il yazıcı defteri) den SULTAN MELİK SALTUKUN bir zaviyesi ve gelirleri bulunduğu tespit edilmiştir. Bu zaviye daha eski OSMANLI defterinde de vardır.
ERZURUM müverrihi ABDURRAHİM BEYGU zaviye ile türbeye daima karıştırmıştır. Öyleki zaviye, tekke, hankah başka, türbe ise başka yapıları ifade ettiği halde (zaviye) kelimesinden (türbe)'yi anlamak suretiyle bu türbenin SALTUĞA ait olduğu manası çıkarılmıştır.
Bu yapılardan en önemlisi olan GÜRCÜ MEHMET PAŞA camiinin kitabesinde eskiden burada MELİK GAZİNİN mescidi bulunduğu anlaşılıyor. Zaviyenin de burada bulunmuş olması çok muhtemeldir. Türbenin SALTUK eseri olduğu kaledeki camiin minaresine kıyaslanarak pek ala kabul edildiği halde . Fakat kimin, ne zamanyaptırdığı, burada kimlerin medfun olduğunu kesin olarak söylemek mümkün değildir.
Muzaffer Taşyürek
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:39 -
|