1 Sultan ahmed'in yaptırdığı camiidir. bu caminin mihrap kısmının hemen yanına kayıtbay'ın türbesinde bulunan hz. muhammed'e ait ayak izlerini getirip yerleştirmek ve böylece camiinin cemaatle dolup taşmasını, cemaatin kendisine duacı olmasını istemiştir. öyle bir arzuyla camiiyi yaptırmak için çabalar ve yıllarca öyle hayaller kurar ki... yıllar sonra camiinin inşaatı tamamlandığında sultanın içi içini yemektedir. hayallerinin gerçekleşmesi için sadece ayak izlerinin camiiye taşınması kalmıştır. kayıtbay'ın türbesinden ayak izi alınır ve ertesi gün camiiye yerleştirilmek üzere getirilir. aynı gece sultan bir rüya görür. rüyada tüm padişahların toplandığı bir divanda, kayıtbay sultan ahmed den hz.muhammed'e şikayetçi olur. hz.muhammed ayak izinin tekrar türbesine iade edilmesini buyurur. rüyasından uyandığında sultan ahmed'in hali perişandır. hem hz.muhammed'in karşı çıktığı bir işi yapmış, hem de yıllardır kurduğu hayaller yerle bir olmuştur. derhal devrin alimlerini sabah namazında sarayında toplar -bunların arasında aziz mahmut hüdayi de vardır- ve rüyasını tabir edilmek üzere anlatır. kimse tek söz söylemez. padişah iyice gücenir, bu sırada rivayeten aziz mahmut hüdayi "rüyanın tabire ihtiyacı yoktur" der. padişah derhal ayak izinin tahtadan bir kopyasını yaptırır ve hilafet sarığının sorgucu olarak ömür boyu başında taşır. sorguçun üzerine ise kendi hattıyla şu kıtaları yazmıştır. n'ola tâcum gibi başumda götürsem da'im |