|
1ŞÜKRÜ PAŞA
EDİRNE MÜDAFİİ
Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında bir çok mühim kumandanlıklarda bulunmuş; bilhas¬sa Balkan harbi içindeki "Edirne Müdafaası" nda son derece metin olan fevkalâde idaresi ve şanlı kahramanlıklanyla dünyaca "örnek" bilinmiş ve çok büyük takdir kazanmış bulunan Şükrü Paşa, Erzurumludur; Erzurum'un Murad Paşa mahallesindendir. Sonradan "Kol Ağası" ve babası: Mustafa Ağa, vaktiyle kasaplık ettiği için eski Er-zurumlular, ona: "Kasabın Şükrü Paşa" derlerdi. Erzurum rüşdiyesindeki tahsilinden önce "Yetim Hoca" dan okumuştur. Ondan aldığı büyük ilâhî feyiz ve hayır duaya, kendi çalışmalarını da ka¬tarak, az zamanda yüksek başarılar ve ilerleme¬ler göstermiştir. Ordudan gördüğü mühim vazife ve hizmetlerinden başka Harbiye'de ve Yüzbaşılığı zamanında, Dârüşşâfaka'da hendesei resmi¬ye, mihanik ve müsellesât, cebr-i âlâ (yüksek matematik, geometri) derslerinin, yıllarca fahrî muallimliğini yapmıştı2;
Erzurumlu miralay (albay) Şükrü Bey, nihayet 18 Kânunusâni 1309 tarihinde, (Ocak 1893) 36 yaşında iken "mirliva" lığa (tuğgeneneral) yükselerek paşa oluyor. Kısa bir zaman sonra sonra Bulgarlarla bir sınır meselesinin hal¬linde gösterdiği büyük dirayete karşılık evvelâ ferik (tüm general), ardından birinci ferik (kor-general) rütbelerini kazanmış ve bu suretle paşa¬lık apoletini, daha iki yıldızla da zenginleştirmiş bulunuyordu. (16 Teşrinievvel 1311 - Ekim 1895).
Böylece büyük bir asker, kıymetli bir kuman¬dan olduğunu isbat ederek sahsım ve nâmını tari¬he geçirmiş bulunan, ordunun ve Erzurum'un şe¬refli insanı Şükrü Paşa, şanlı kılınanın yanında kalem sahibi olduğunu da göstermiş, eli değdikçe fennî ve askeri bir çok kıymetli eserler de vücuda getirmiştir. Bunlar arasında sahra ve kale topları¬nın endaht tâlimlerine (ateş öğretimi), bilhassa topçulukta ayrı bir dal olan nazari, amelî ve tatbi¬ki balistik'e3 dair yazdığı orijinal değerde önem¬li kitapları, ha'rb okullarında yıllarca okutulmuş, bir kısmı da yabancı dillere çevrilmiştir.
Paşamız, askerlik ve topçuluktaki geniş yet¬kisi, zengin bilgisinden başka, son yüz yılm parlak riyaziyecileri arasında da, isim yapmağa muvaf-
lak olmuş, bu sahada ayrıca eser vermiş, bir çok öğrenci ve öğretmen yetiştirmiştir. Nite¬kim "Dâr - üşşafaka" da okuttuğu, gençlerin içinde, hepimizin bildiği tanınmış riyaziyeci Salih Zeki bey gibi değerli şahsiyetler de bulunmaktadır.
Sofya'da esir kaldığı zamanlar her gün bir "cebir" meselesi çözmek suretiyle meydana getir¬diği kıymetli albümü, bizimle beraber batının da il¬gisini çekmiş ve onlarca incelenmiştir.
içinde yüz küsur "muadele** yi çözen ve sı¬ralayan bu tarihi, eseri, Paşa, İstanbul'a dönerken, o zamanki Bulgar Veliahdi ve sonra kral olan, baş kumandan: Boris'e hatıra olarak hediye etmişti. Boris, bunu sonradan "Bulgar Millî Müzesi" ne bırakmış olduğundan şimdi orada bulunuyor.
Çocukluğunda Kur'an-ı Kerim'i tamamiyle ezberlemiş, arapça ve farsçayı, çok iyi öğrenmiş bulunan Şükrü Paşa, fransızca, almanca, ingiliz¬ce olmak üzere üç yabancı dili, ayrıca da ermeni-ceyi, iyi bilirdi. Bu dillerin kültür ve edebiyatına vâkıf olduğundan eli değdikçe bazı çevirmeler ya¬par ve fransızca şiirler yazardı ki, bunların bir kıs¬mı İstanbul dergilerinde yayınlanmıştır. Meselâ ba kınız; (Hürriyeti Fikriye Mecmuası, Mart: 1330 -(1914).
Terihimizde Plevne kadar büyük ve örnek çar¬pışmalardan biri olan "Edirne Müdafaası" nın şanlı kahramanı Mehmet Şükrü Paşa'yi, âlim ve şair hemşehrisi Hacı Şevket Efendi merhum, vak¬tiyle şöyle öğmüştü:
Ey âbı ruyû mîllet,
hâmil din-ü devlet;
Millet seninle eyler, eylerse iftiharı.
Ettirdi harbe nadim Bulgar-ı nâbekâru
Desti celâdetinde şimşt-i canşikârı.
Takdir eder bihakkın zülfikaart.
Hakikaten "Ab-ı ruyu millet" olan; büyük kahraman: Mehmed Şükrü Paşa, Harbi Umumi içinde 23 Mayıs 1332 Pazartesi günü, (5 Hazı¬ran 1916) İstanbul'da, Şişli'deki evinde, henüz 58 yaşında iken vefat eyledi. Ertesi günü fevkal¬âde askeri törenle ve o zamanki müttefik ordu tem¬silcilerinin de heyetler halinde iştirakiyle evinden alınarak istimbot ile "Samatya" ya, oradan Mev¬levihane kapısı dışına getirilmiş ve "Merkez Efen¬di" de, "Aşçı dede" türbesi çevresine gömülmüş¬tür. Bu güne kadar hiç bir yerde yayınlanmamış olan çift "şahide" li, "ta'lik" yazılı, mermer kita¬besi şöyledir:
Hüveİ Hallakül-bâki
Topçu erkânı mütebahhirininden
Edirne'nin kahraman müdafii
Birinci Ferik merhum ve ımağfûr
Erzurum'lu Mehmed Şükrü
Paşanın ruhu için
Elfatiha
4 Şaban 1334 23 Mayıs 1332
— "Erzurum'lu müellifler ve telifleri" isim¬li tedkiknâmemizde ayrıca bahsedeceğiz.
2) Topçu yüzbaşısı Erzurum'la Şükrü Efendi'-den (Paşa) sonra bu dersleri, Darüşşafaka'da riyaziye¬ci Mehmed Emin Bey okutmuştur.
3) Top ağzındaki merminin ateşlendikten sonra, hedefe varıncaya kadar yolda geçirdiği değişiklikleri, fennî şekilde inceleyip öğreten özel bir bilgidir.
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:39 -
|