|
1AVUKAT HALİL SAMİH KOBAL
Erzurum Barosu ilk defa 1920 tarihinde kurulmuş olup adliye vekaletince hazırlanan baro kanunu uyarınca avukat sayısı 7 kişiden az olduğu için adliye vekaletince infisah edilmiş 1934 tarihinde Erzurumda mevcut resmi ruhsatnameye haiz avukatların adedi sekize çıktığından Nisan 1430 tarihli Avukatlık kanununun 3.maddesinde öngörülen avukatlık edenlerin adedi yediye baliğ olduğu takdirde baro teşkili mecburi hükmü gereğince daha önce münfesih olan baro yeniden teşekkül ettirilmiştir.
3 Eylül 1934 tarihinde kurulan baronun ilk kurucuları Avukat Ömer Fazıl,Av.Ömer Lütfü,Av.A:Münir,Av.M.Sıtkı,Av.Ali Dursun Mesut,Av.Memiş Ethem,Av.Halil Samih'dir. Merhum avukat Halil Samih Bey'in ilk genel kurul üyesi ve aynı zamanda o tarihlerde teşekkül edilen yönetim kurulu Reis Memiş Ethem Bey,aza Mesut Bey,aza Ömer Fazıl Bey,yedek yönetim kurulu üyeleri ise Halil Samih Bey ve Mustafa Sıtkı Bey'dir.
Merhum Halil Samih Kobal Erzurum Bölge Barosunun 18 sicil numaralı kayıtlı üyesi olup baro sicil numarası 2211/3661 dir.Merhum Hacı Avukat Samih Beyin,vefat ettiği 20/09/1971 tarihine kadar mülkiyeti kendisine ait olan ve daha sonra belediyece istimlak edilen Rüstempaşa iş merkezi (Taşhan) karşısında ve yola giden yerde tek katlı bir büroda çalışmalarını sürdürmüştür.Kendisinden sonra vefat eden eşi Mihriye Münire Kobaldan olma Mehlika ve Hüseyin Süreyya isminde iki evladı bulunmaktadır.Bunlardan Hüseyin Süreyya 30.09.1983 tarihinde vefat etmiş olup Mehlika Kobal ise sağdır.
Merhum Avukat Samih Kobal gayrimenkul hukukunu çok iyi bilir, muhakeme kabiliyeti ve mantığı ile bütün meseleleri çözer mecelleyi çok iyi bilirdi.Avukatlığımın ilk yıllarında (40 yıl önce) baroda bizler "hele gençler gelin,böyle bir mesele var,sizin kara kaplı kitabınız bu konuda ne hüküm tesis etmiştir "diye sorardı.Bizde kanunu açarak onun istediği meseledeki maddeyi okurduk.Bize cevaben "benim hukuk mantığımda aynı şeyi diyor,mecellede de aynı şey yazılı.Demek ki değişen bir şey yok diye cevap verirdi".
Ben avukatlığa başladığımda ilk defa onun bana vermiş olduğu vekaletname ile davaya girdim.Olay şöyle cereyan etmişti:"Bir gün büromda otururken Samih Bey yazıhaneme geldi.Bana hitaben "ne yapıyorsun,işlerin var mı?yarın duruşman var mı diye sordu.Bende kendisine bir dosya inceliyorum,yarın duruşmam yoktur diye cevap verdim.Bu kez bana hitaben "yarın Tortum da benim bir ceza davam var,seni Tortuma göndereceğim.Al sana 200 lira.20 lira gidiş,20 lira geliş,20 lira da öğlen yemeğini orada yedikten sonra sana 140 lira kalır" dedi ve bana 200 lira verdi.Ben kendisine duruşmada ne diyeyim diye sorduğumda bana cevaben "benden önceki avukat ne demişse aynen tekrar ediyorum de"dedi.Tortum'a gittiğimde duruşma başlamıştı,dosyayı inceleme fırsatım olmamıştı,kendimi tanıttığımda hakim yargılama yaptı meğer son celseymiş,savunmamı sordu bende merhumun dediğini aynen tekrar ettim.Hakim nihai karar olarak müvekkilime hapis cezası verdi ve tecil etti.Meğer olay yaralamayla sonuçlanan bir ceza davasıymış,Erzurum'a gelip olayı merhum Samih Bey'e anlattığımda bana "ehh..bende gitseydim hakim aynı kararı verirdi" dedi.
Rahmetli Hacı Samih Beyin maksadı yeni avukatlığa başlamam sebebi ile hem bana dava vermek hemde ücret vermekti.
Sohbetlerini dinlemekten keyif aldığım Hacı Samih bey hoş sohbetinin yanı sıra hazırcevap ve geleneklerine son derece bağlı bir insandı.Şöyleki bir gün otobüste önünde duran uzunsaçlı üniversiteli bir gencin omuzuna dokunarak"kızım çekilde geçeyim "demiş.Bunu duyan genç arkasını dönerek Samih beye kızgın bir ifadeyle "ben kızmıyım"diye cevap vermiş.Samih bey bu kez bu kişiye "ne biliyim ki sen dulsun"demiş ve otobüsten inmiş.
Yine bir gün birisi dava vermek için Samih Beye gelmiş olayı anlatmış,Samih Bey"söylediğin sözlerin hepsinin gerçek dışı olduğu belli,sen doğruyu bana anlat gerisini ben bilirim" diye müvekkilini doğru söylemeye yöneltmiştir.
Yine birgün Samih Beye arkadaşları takılarak"yahu bu avukatların hepsi yalancıdır diye söz vurduklarında kendilerine cevaben"avukat yalancı değildir,avukat her haksız olanın bir haklı yönünü bulup onu savunan kişidir"diye cevap vermiştir.
Erzurum barosunda rahmetli Samih Kobal'ın yanında 1955 yılında staj yapan rahmetli avukat Abdurrahim Aydınoğlu baroda çay parasının kim tarafından verileceği hususunda 1971 yılında başlattığı bir nevi eğlence sonucunda 71 kimde kalırsa o günkü tüm çay paralarını o avukat verirdi.Bu gelenek taki rahmetli Aydınoğlunun ölümünden bir müddet sonraya kadar devam etti.Bir gün baroda bulunan avukatlar Samih Bey geldiğinde 71 i öyle say ki samih beye çıksın,bugün ki çayları ondan içelim dediler.Samih bey baro odasına girdiğinde işaret edildi,rahmetli Abdurrahim Bey göz ucuyla baroda bulunan avukatları saydı ve saymaya başladığında rahmetli Samih Kobal bu olayın bir tuzak olduğunu anlamıştı,gözlüklerinin altından bakarak"uşak; demek bugün hiç kısmetiniz yok"dedi ve baro odasından dışarı çıktı.
Bir gün mahkemede çok sinirli olan hakim Ekrem Bey,tarafları azarlıyordu.Samih Bey bu sinirli olan hakim beye"hakim fehim olur,helim olur,müstakim olur,emin olur,mekin olur,metin olur,ne yapsan sesini çıkarmaz" diye hakimin mecelledeki vasıflarını saydığında o sinirli Ekrem bey Samih Beyin bir kelimesine gülerek davaya devam etti.Burada Samih Bey hem olayı yatıştırdı hem de hakimin kızgınlığını giderici laflar söyledi.
Rahmetli Hacı Samih Bey hem meslektaşlarımız üzerinde hemde Erzurum halkının gönlünde
taht kurmuş,kendisinden feyz aldığımız bir amca olarak hafızalarımızda yer edinmiştir.
Kendisine Allahtan rahmet diler,biricik kızı Mehlika ablaya da en derin saygılarımı sunarım.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -
|