|
1Rasim Baba'dan anısı olmayan var mıdır? 1980 li yılarda akıl baliğ olmuş bulunan ve şu anda sağlıklı bir yaşam süren her Erzurum mukimine ve de müminine görev düşüyor bu konuda, lütfen anımsayalım, yazalım, lütfen!
Ben, rahmetli büyükbabam(Annemin sevgili babacığı) Şakir dedemin tesbihinden tutar,ilkokul önlüğümü bile çıkartmaya fırsat bulamadan bayram arifelerinin o tatlı Erzurum ikindilerinde, Rasim Babanın elini öpmeye giderdim.
Yıllar sonra,oğlum Memi doğduğunda görev icabı bulunduğum sevgili kentimde,yine bir öğlen sonu Rasim Babaya uğradım. Huzurunda saygı cümlelerimi arzettikten sonra, bir oğlum olduğunu,ona isim koymam hususunda irşadını beklediğimi zat-ı mübareklerine bildirdim.
Sordular ki,"dışarda hava nasıldır?" Çok kapalı,kar lapa lapa yağmada dedim. Buyurdular ki"git Memi Hoca'nın türbesinin penceresinden içeriye bir bakıver!"
Bir koşu gidip,Rasim babanın evine komşu o kutlu hane-türbe'nin önündeki minnacık bahçesine nazır küçücük penceresine kapandım. Kapandım ki ne göreyim? Türbenin içerisi güneş içinde.... Mesajı almıştım,eve gidip,"gulağına ezen ohiyarah" oğlana evliyanın adıni verdim. Yıllar sonra yazdığım Körfez ülkeleri ve İsrail'de ünlenen kısa romanım "Across the Black Sea"de ben bu hadiseyi anlatmıştım, şimdi sanal alemin şevkiyle Türkçe'ye de aktarmış oldum!
Mustafa Erdoğan Sürat - 19/11/2013 - 17:33 -
|