1 Prof.Dr.Zeki Başar''ın Anısına Örnek Bir ''Erzurumlu''nun Ardından Prof.Dr.Nur Centel 7 Haziran 2005 tarihinde aramızdan ayrılan babam Prof.Dr.Zeki Başar''ı gururlandıracak en güzel tanımlamanın ona ”örnek bir Erzurumlu” demek olduğu düşüncesindeyim. Yaşamının her döneminde mesleki ve düşünsel birikimini Erzurum''a adamış ve harcamış bir insanın bu şekilde anılmayı hakkettiği kuşkusuzdur. Bu yazıyla babam Prof.Dr.Zeki Başar''ı, genç kuşaklara tanıtarak onun yaşamından ve ilkelerinden kendilerine ders çıkarmalarına olanak sağlamak amacındayım. Çocukluk ve Gençlik Dedeleri 1800''lerde Kafkasya''dan gelip Erzurum civarına yerleşmiş olan çocuk Zeki, annebabasını hatırlayamayacağı yaşlarda kaybeder. Amcası Nazım beyin gözetiminde, ağabeyleri ve ablaları tarafından büyütülür. Rus işgalinde aile Kayseri''ye göç eder, sıkıntılı yıllar geçirilir. Dönüşte bir yıl kadar konaklanan Sivas''ta ilkokula başlar, yıl sonunda daha elifba''yı sökememiştir. Sonraki okul yıllarını Erzurum/Horasan/Azap (Aydınlar) köyünde hoca mektebinde geçirir, bu eğitim dönemini hep üzülerek hatırlar. Ama, öğrendiği eski yazıyı yaşamı boyunca steno gibi kullanarak, not tutarken vakit kazanır. Çok değerli öğretmenlerin bulunduğu Erzurum Lisesi''ni başarılı bir öğrenci olarak, sene kaybetmeden bitirir. Bu yolda kendisini tifo geçirip haftalarca okula gidememesi bile engellemez. İstanbul''a Trabzon üzerinden altı günde gelir. Devlet hesabına yatılı okuyacaktır. Burslu öğrencilere sunulan tıphukuk seçeneklerinden ilkini seçer. 1933 Üniversite Devrimiyle birlikte başladığı Istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi''ni yine başarıyla tamamlar. Mezuniyet balosunun düzenlenmesinde aktif rol oynadığını yaşamı boyunca unutamaz . Ekonomik olanakları çok sınırlıdır, ama hekim olup doğduğu yöreye hizmet etme hedefi ona güç verir, hiç pes etmez. Soyadı Yasası çıktığında, aile onun önerisiyle ”Başar” soyadını alır. Hekimlik Yılları Genç Dr.Zeki Başar, hekim olur olmaz Adana''da Sıtma Enstitüsü''nün kursuna katılır. Askerlik kur''asında ülkenin batısında bir kenti çektiği halde, görev yerini gönüllü olarak karşılıksız değiştirip Erzurum''a koşar, askerlik hizmetini 1939-1941 yılları arasında Erzurum''da yapar. Deneyimsizliğine karşın, teşhis edip menenjit ve tifüs salgınlarına karşı önlem alması, ulaşım aracı olarak at kullanması unutamadığı askerlik anıları arasına girer. Devlet hesabına okumasından kaynaklanan mecburi hizmetini Kırklareli/Demirciköy, Erzurum/Merkez ve Kayseri/Pınarbaşı''nda (1942-1945) hükümet tabibi olarak çalışıp öder. Meslektaşlarına yardımcı olmak adına hükümet hekimliğinin kitaplarını yazar . Sivil Toplum Örgütlerine Katkı Dr.Zeki Başar, meslek yaşamının başlarında sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerinin topluma ne denli olumlu katkılarda bulunacağını farkeder. Kızılay Cemiyeti sürekli üyesi olur. Erzurum Verem Savaş Derneği ile Erzurum Tarihini Tanıtma ve Araştırma Derneği''nin kurucu üyelerindendir. Yıllarca Dernek faaliyetlerine aktif katkıda bulunur, bu faaliyetleri kitaplaştırır . Türk Tıp Tarihi Kurumu şeref üyesi ve Atatürk Vakfı üyesi olmak onu onurlandırır. Dünya Görüşü Yaşamı boyunca Prof.Dr.Zeki Başar, Atatürk İlkelerini özümsemiş çizgisinden hiç ödün vermez. Atatürk ilkelerini çağdaş yaşamla, özgür düşünceyle, eğitimle özdeşleştirir. Kendi aile çevresinin ilk örneği olarak 1940 yılında çalışan kadınla (öğretmen Zehra Mengenecioğlu Başar ile) evlenir. Kız çocuklarına bakış açısı çevresinin önündedir. Oğlu kadar kızlarının da önünü ve ufkunu açar. Bu davranışlarıyla yakınlarının kız çocuklarına (yörede genellikle erkek çocuklara tanınma eğilimi gösteren) eğitim olanaklarının sağlanmasına vesile olur. Aktif hekimlik yıllarının gözlemlerinden biri olarak, kızerkek çocukları arasında ayrım yapanların, yaşlandıklarında genellikle sadece kız çocuklarının özenli ilgilerini gördüğünü konuşmalarında vurgular ve ayrımcı yaklaşımın yanlışlığını ortaya koyar. Arkadaşlarına ve akrabalarına hiç vefasızlık yapmaz. Sosyal ilişkilerden, dost sohbetlerinden, bayram ziyaretlerinden büyük mutluluk duyar. Laik düşünceyi benimseme ile (oniki yaşından itibaren ara vermediği) dinin gereklerini yerine getirmeyi birbirleriyle çeliştirmeyip en iyi bağdaştıranlardan olur. Din kültürü, Kur''anı yorumlaması, konunun uzmanlarının takdirini kazanır. Ama toplumda bu kimliğini vurgulama yolunu hiç seçmez, olması gerekeni sergileme çiğliğinden kaçınır. Sonuç Bu kısa yaşam öyküsünden sonra babam Prof.Dr.Zeki Başar''ı şöyle tanımlamak isterim: O, anababa desteğini hiç tatmamış, Birinci Dünya Savaşı yıllarında göç etmek zorunda kalıp ekonomik yönden çok güçsüzleşen bir aile ortamında yetişmiş, buna karşın kaderine isyan etmeden, hiçbir kötü alışkanlık edinmeden, azimle eğitimini tamamlamış ülkemiz aydınlarından birisiydi. Yaşadığı yokluklar düşünüldüğünde, onun ulaştığı kendini yetiştirme ölçüsü ve yaptığı hizmetler hayranlık uyandıracak düzeydedir. 1.7.2005 Palandöken Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 - |
|
2 PROF DR. ZEKİ BAŞAR Erzurum/Horasan-Azap K. 1913 d. Nüfusu Erzurum Muratpaşa Mahallesindedir. Cilt: 50/6. Sf No. 81, Kütük S. No. 435 1981- 3 ay 1974-1983 Ruhr Üniversitesi'nde Tıp Tarihi incelemeleri (Bochum, Almanya) 1974-1975 Atatürk üniversitesi Senatörü 1978- 3 ay Rene-Dekart Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Coehin Port Royal Tıp Fakültesi'nde Tıp Tarihi incelemeleri, Paris, Fransa 1979 Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Yayınları Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı 150 kadar Makale ikisi İstanbul çoğu yerel 10 gazete, 12 dergi, 8 Broşür, 7 yıllık ve 10 kitapda çıkmıştır, ulusal ve Uluslararası Bilimsel Kongrelere 18 Bildiri ikisi uluslararası diğerleri ulusal Kongrelere sunulmuştur. 25 Kitap ayrıca çizelgesi sunulmuştur |
|
3 7 Haziranda istanbulda vefat etti. Burada toprağa verildi. Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 - |
|
4 Üyesi Olduğu Sosyal ve Kültürel Demekler ESERLERİ 7- Erzurum'da Tıbbi ve Mistik Folklor Araştırmaları Sf. 271 Ankara 1972 |