1 Erzurum''da hayatını noktalayan Bolvadınlı üniversite öğrencisi. Atütürk Üniversitesinde yapılan Üniversiteye giriş sınavlarında Ülkücü öğrencilerin başarılı olmaları için okumakta olduğu <bknz>KTÜ</bknz>'den Erzurum'a gönderildi. Giriş sınavı sırasında sinav salonundaydı, kanunsuz konumuna düşmemek için salondan kaçıp Trabzona dönmek istedi, Bayburt yakınlarında geçirdiği bir Trafik Kazasında öldü. Erzurumlu ülkücü liderler cenazesini iki araba ile Bolvadine götürerek defnettiler. Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 - |
|
2 1970'li yılların başları idi; Türkiye'nin bir çok Üniversitesinde uygulanan bir oyun Erzurum Atatürk Üniversitesin de'de uygulanıyordu. Türkiye'de Sol ve Sağ gruplar hangi Üniversitelerde hakimiyetlerini ilân etmiş iseler o ölçüde de O şehrin Emniyet güçleri üzerinde, Üniversite üzerinde hakimiyetleri de o ölçüde oluyordu. Üniversite giriş imtihanlarına girecek öğrencilerin yerine sahte kimliklerle çalışkan ve son sınıflara kadar gelmiş, Üniversite öğrenimini tamamlamakta olan öğrenciler sokuluyor, alınan yüksek puanlarla, Sağ veya Sol fikrin militanları Üniversitelerde ki fakültelere yerleştiriliyordu. İş o kadar ileri safhalara varmıştı ki; bir yıl Ankara'dan sorular çalınıp, kurşun kalemlere şıklar halinde kazınmış ve imtihana girenlere verilmiş, durum anlaşılınca da o yıl Üniversite giriş imtihanları top yekun iptal edilerek yeniden yapılmıştı. Gene böyle bir imtihan yılında Ankara'dan, KTÜ ’den Erzurum'a 5-10 kadar çalışkan, bilgiliarkadaşlar bu vesile ile Erzurum'a gönderilmişlerdi. Bir gün önce bütün hazırlıklar tamamlanarak Ertesi gün giriş imtihanların yapıldığı salonlara sokulmuşlardı. Dışarıda çok iyi tedbirler de alınmamış değildi. Giriş sınavlarının yapıldığı sınıflarda her hangi bir olay olursa, içerdeki arkadaş mutlaka kavga çıkaracak ve dışarıda bekleyen grup, salondaki arkadaşlarını dışarı çıkarılacak ve asla kimlik verilmeyecekti. Aksi taktirde hem imtihana giren öğrenci hem de imtihanda yerine girilen öğrencinin öğrenim hayatı bitebiliyordu. Dışarı da sıkı sıkıya nöbet bekleyen bizlere bir haber geldi. Falan salonda sahte kimlikle imtihana giren arkadaşlardan birisi yakalanmış, görevliler dışarıdan polis çağırmaya gittiklerinde de, delikanlı pencereden atlayarak sahte kimliğini alarak kaçmayı başarmıştı. Yakalanmış olan arkadaşımızın kesin kimliğinin anlaşılabilmesi için, imtihanların sonuçlanıp, arkadaşların bir araya gelmesi gerekmekte idi. Gereken araştırmalar sonucu yakalanan arkadaşımızın Karadeniz Teknik Üniversitesinden Erzurum'a bu görev için gelen, Afyon İli Bolvadin İlçesi doğumlu Nihat Tosuner olduğu anlaşıldı. Nihat Tosuner ise hiçbir yerde yok. Her taraf aranıyor, taranıyor, Trabzon'a soruluyor, kendi memleketi olan Afyon Bolvadin'e soruluyor ; yok.. yok.. Bütün Hastaneler aranıyor, Emniyet taranıyor, yok... yok... Daha sonra Erzurum Trabzon arasında ki kop dağında bir münibüsün kaza yaptığını ve üç kişinin öldüğü haberini alıyoruz. Bayburt Devlet hastanesi yeni hizmete girmiş, soruyoruz, soruşturuyoruz; yok.. yok.. Erzurum Hastaneleri araştırıyoruz yok..yok.. Tekrar ısrarla Bayburt'a gidiyoruz, aradan üç gün geçmiştir. Morg görevlisi bir hizmetli; Morgda bir cesedin bulunduğunu kimsenin sahip çıkmadığını söylüyor, İnilip bakılıyor .. Evet; Nihat Tosuner... Rahmetli Tosuner, Bayburt Devlet Hastanesine sağ gelmediği için kayıtlara alınmamışmış gibi çirkin mazeret bulunuyor. Değerli Ağabeylerimiz sn. İlhami Kafkas ve Kıymetli şimdi emekli Prof. Ağabeyimiz Hasan Erdoğan ile birlikte, cenazeyi memleketi olan Afyon'un Bolvadin Kazasın'a götürerek teslim ediyoruz. Ailesinin halini şu an hatırlayınca bile etlerim diken, diken olur... Cenaze Töreni muhteşem olmuştu Hz. Yunus'un dediğini Afyonunu Bolvadin kazasında doğmuş Nihat Tosuner 100 Yıllar sonra doğruluyordu. “BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER ÜÇ GÜNDEN SONRA DUYALAR, SOĞUK SUYLAN YUYALAR, SÖYLE GARİP BENCİLEĞİM Afyon İlimizin Bolvadin Kazasına yaklaşırken iki araba halinde giden kortejimizin, öndeki arabanın bagajında rahmetli Nihat Tosuner'in Naşı arkadaki arabada ise sn. İlhami Kafkas ile beraberdik. Kıymetli dava adamı ağabeyimiz İlhami Kafkaf, önde giden tabuta bakıp, gözlerinden yaşlar boşanırken Rahmetli Nihal Atsız Hocanın; “Yolların sonu” Şiirini okuyordu. .. Tarih Bir kere daha yazıyordu ki; Her hangi fikir olursa olsun. O fikir mensubu kendi fikri için ölebiliyorsa, O fikir fikirdir. O dava davadır. Hayırlı Cumalar... 14.10.2005 - Erzurum Gazetesi - Erzurum Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 - |