|
11930'ların Erzurumu
... Yanmış, yıkılmış evler ve dükkânlardan arta. kalan boş arsalar büyük bir yekûn teşkil ediyordu. îşgal yıllarının acısı henüz unutulmamış, muhaceretten dönenler ayrıldıkları anda bıraktıkları evlerinin yerinde taş yığınlarından başka birşey bulamamışlardır. Uzun harp yıllarının getirdiği yokluk her eve sinmiştir. Cumhuriyetin 10. yılında, bile Erzurum bir türlü hâdiselerden silkinip, kendine gelememiş, biraz olsun maddeten nefes almak imkânına kavuşamamıştır... Şehir piyasasının alırlık merkezini teşkil eden Kongre caddesinde. Taşmağazalarda birçok dükkân, mağaza bostu, içerisinde kiracı bulunanlar ise esnafa aitti. Taşmagazalarda. tenekeciler, bakırcıların oturduğunu söylersem hata etmiş olmam.
— ... Batpazarı çifte minareler civarında idi. Cumhuriyet caddesinin Ulu camiden Doğuya doğru olan kısmı henüz açılmamıştı.Batpazarı hemen Ulu caminin bulunduğu kısımdan başlar. Çifte minarelerin etrafını çevirirdi.
— ... O günlerin esnafının gidişatı, çalışmaları bugünkünden çok farklı idi. Bazı esnaf arasında çok sevilmiş, tanınmış şahsiyet sahibi Erzurumluların büyük nüfuzları vardı. Her meslek erbabının hürmet ettiği, adetâ sembol durumunda, olan bu zatların hatıraları halâ yasamaktadır.
- Otuz sene önceki mezkür mahallelerin hudutlarına gelince şu sınırlarla karşılaşıyoruz. Şehrin doğusunda Kars kapısı civarında yeni yapılan bir kaç bina hariç hemen hemen hiç bir gelişme olmamıştır diyebiliriz. Şehrin bu semti belki de bir asır öncesi halini muhafaza etmektedir.
— ... Ağır Bakım Tamir Fabrikasının doğusundan başlayan ve Topdağı semtinden o tarihlerde eser yoktu. Fabrikanın arka tarafı tamamen boş denecek bir durumda idi.,.
— ... Şehrin batısına gelince Muratpasa mahallesinde halen mevcut olan Kitapçıların Talat beyin evi şehirin bu kısmındaki son evi idi, Daha aşağılarda (kuzeye doğru) mezkür yerler daha İçerilere kaymakta idi. Yukarı Mumcu mahallesinin en batısındaki evi Çaykara deresi İçindeki bir evdi. Bu evde o zamanın namlı Jandarma Başçavuşlarından Mehmet Çavuş otururdu, İstanbul kapısı civarında ise fabrikatör Abdurrahim efendinin evi son evdi...
— ... Kuzeyde ise durum bütün yönlerden başka idi. Şehir mezbahası şimdiki Çavuşoğlu garajının bulunduğu yerde idi. Biraz doğuya gidilince binalar bugünkü demirciler çarşısına kadar uzanırdı ki burası şimdi de demirciler çarsısıdır..
— .,. Güneyde Muratpasa, Dere mahallelerinin hemen üzerinden geçerek Çırçır. Yukarı Yoncalık mahallelerine ulaşan ve devam eden yolun güneyinden yine meskun mahal yoktu .
—... ve o yıllarda şehirde hemen hemen her ailenin ziraatla, hayvancılıkla az çok bir ilgisi vardı. Her mahallede pek çok hayvan beslenirdi. Çiftçilikle uğraşanların sayısı Bir hayli kabarıktı. Dere mahallesi, Yoncalık. Çırçır mahallelerinin sakinlerinin pek çoğu zıraatle uğratırdı. Yiyecek, giyecek maddelerinde büyük bir ucuzluk olmakla beraber halkın satın alma gücü yoktu.
-....Bizler çocukluğumuzun portakal, muz, yaş incir, kereviz, karnabahar gibi meyve ve sebzelerin varlığını ancak mektep sıralarında kitaplardan, Hocalarımızdan öğrendik, ancak yıllar sonra tren Erzurum'a geldikten sonra tadlarına bakmak nasip oldu.
(Tevfik Remzi. Dünkü Erzurum, Milletin Sesi Gazetesi 1 Ağustos 1964 ve devamı.) Zikreden Ziyaattin F.Fındıkoğlu.(*)
(*) Ord.Prof.Dr.Ziyaattin Fahri Fındıkoğlu Doğu Kalkınması ve Erzurum'un Şehirleşmesi ile ilgili Sosyolojik Meseleler Tortum Kalkınma Derneği Neşriyatı 9, 1970, 284 s
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:01 -
|