|
1M. Fahrettin Kırzıoğlu
İstanbul'daki eski "Darülfünun" (1933 ten beri "Üniversite") Kütüphanesine rahmetli Necip Asım Yazıksız tarafından armağan edilmiş bulunan manzum bir Lehce-i Erzurum yazması vardır. Yazarı kesinlikle bilinmiyen bu halk ağzı sözlüğünde, ilk defa 1855 Kırım Savaşı sırasında Mehmetçiklerin Sivastopol'ü düşürmeğe çalışırken tütün içmeye yarıyan çubukları kırılınca mektup kâğıdına tütünü sarıp içtikleri bilindiğine, ve bu yazmada "çöpür" sözü karşılığı olarak "kaba tütün-kâğıdı"ndan söz edildiğine göre, eser, Kırım Savaşını sona erdiren 1856 Paris Barışından sonra ve 93 (1877) Savaşından önceleri Erzurum'da dışarıdan gelme aydın bir kişi tarafından yazdınıştır. Buna göre, çağımızdan 100 veya 86 yıl önceleri yazılmış demektir.
Mürekkeple ve talik kılıklı bir yazı ile yazılan eserde, Erzurum ağzıyla olan sözler çoklukla harekelcnmiştir. Ne önsözü, ne de sonunda "ketebesi" veya yazar adı vardır. Yazmanın, yazarın kaleminden çıktığı ve başkasının istinsahı olmadığı anlaşılıyor. Eskiden "Darülfünun Kütüphanesi Yazmaları 986" sayıda sırasını alan bu yazma, şimdi "Üniversite Kütüphanesi TY (Türkçe Yazmalar) 520" sayıda bulunmaktadır. 8 yaprak tutan yazmanın başına —1928 yılından sonraları bir okuyucu veya kütüphanenin çok değerli "Hâfız-ı Kütüb"ü ve Türk şairleri üzerine yazma büyük bir (alfabetik sıralı) eser yazmış bulunan, geniş biyografi bilgisine sahip rahmetli Sabri Efendi (şimdiki Kütüphane Müdürü Nureddin'in babası) tarafından :
* Şebin Karahisarlı A B D î'niıı 1857 - 1876 arasında yazdığı eser. Sondaki eklemeye bakınız.
"Erzurum Lehçesi - Lügat. Nâzımı: Abdi-i Karahisarî (= Şebin Karalıisarlı Abdî)" diye kurşunkalemiyle bir "derkenar" yazılmışsa da, bu bilginin nereden alındığına işaret edilmemiştir*). Belki de bu yazar adı doğrudur. Erzurum'un ağzı gibi, iklimi ile yaşayışını da garipsiyen yazarın, Erzurum ve Doğu-Anadolu'ya uzakça bir bölgede yetiştiği, kendi anlatmalarından beliriyor. Aruz ölçüsüyle altı takım manzume olarak yazılan bu sözlükteki her takımın sonunda, yazar ölçüyü de belirten şu beyitleriylc, buralara yabancı olduğunu gösteriyor :
I. "Müfteilün fâilün Erzurum'a gel de gör, . Nice olur rûz ü şeb, turb ile şalgam yemek." II. "Mefâîlün nıefâîlün, işit Erzuruın'un vafsm :
Üç ay yaz, dokuz ay kış, gece sovuk, gündüz bulut".
III. "Mcfâilün mefâilün faulün
Gelen, giden bu arza hem peşîmûn."
IV. "Fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilât, Erzurum'da toz ve buzdan hâli bir gün görmedik.'1''
V. "Müstef'ilün müstcf'üün şano demek sehen imiş,
Bana dedi, ona soram: behen der, ohan sorak." VI. "Fâilâtün fâilâtün fâilün,
Erzurum'un öksürür içen suyun" ı.
Yukarıdaki altı türlü aruz ölçüsüne göre yazılan altı manzumeden ilk beşi, son beyitlerinden de anlaşddığı gibi, "kaside" örneğinde olduğundan, her beytin sonu ayni ayak (kafiye) iledir. I. Takım, "ek" ayağı (kafiyesi) ile 23; II. Takım, (ti harfiyle biten) "ut/ud" ayağı ile 12; III Takım, "on/ân" ayağı ile 14; IV. Takım, "ifc" ayağı ile 16; V. Takım "o/c" ayağı ile 11 beyitlidir. Sondaki VI. Takım ise, "mesneuı" biçimindi olup, yukarıdaki ayaklar dışında kalan sözler ile cümlecikler 72 beyitt) toplanmıştır. Böylece eserin tümü 148 beyittir.
15 Mayıs 1928'de Ankara'da çıkan Çankaya dergisinin ilk sayı smdaki bir yazısında rahmetli Necib Asım (Yazıksız), gençliğinde Macar'ların Peşte'de çıkardığı Ouralo~Altaique dergisinde ilk olarak
Lehce-i Erzurum'daki halk sözlerini, (memleketi olan) Kilis ile Behesni! (Besni) ağızları ile karşılaştırarak tanıttığını bildiriyor2. Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, 1928'de istanbul'da basılan Erzurum Şairleri kitabında (s. 14-15, Not: 10) ve yine o yılda çıkan Halkbilgisi Mecmu-asm'daki (s. 164-165)_Le/tce-ı Erzurum adlı yazısında, o zurnan "Darülfünun KütüphanetsıY azmaları" arasında "986" numarada bulunan bu eserden bahseylemiştir. Z. Fahri Fındıkoğlu, andan Lehce-i Erzurum makaleciğinde, 14 mısra ile 11 sözün anlamını örnek vermiş; o tarihlerde, yukarıda anılan kurşunkalemle "Abdi-i KarahisarV adı yazmanın başına henüz eklenmediğinden, eserin "müellifi meçhul" bıdunduğunu belirtmiştir.
Rahmetli Necib Asını'm Peşte'de Fransızca ve Ziyazeddin Falıri'-nin 1928'de İstanbul'da eski yazımız ile yaptığı türkçe yayınlardan başka, bu uğurda yeni yazımız ile eseri tanıtan bir yazı veya denemenin çıkıp çıkmadığını, henüz bilmiyoruz. Şunu da belirtelim ki, her ne denli sözler hareketlenmiş ise de, hepsinde bu okunuş işaretleri bulunmadığı gibi, onları doğru ve düzgün olarak yeni yazımıza çevirmek için, ya Erzurumlu olmak veya burada uzun zaman bulunmak ve halkın ağzındaki söyleyişe göre imlâyı tesbit eylemek mümkündür. Yoksa, bu iki şartın dışında kalanlar, bu işi doğruca yapamazlar. Biz bu işi yaparken, gerekli ufak düzeltmeler ile eklemelerimizi de sunmakla, ileride Erzurum ağzı ile gereği gibi uğraşacak yetkili dilcilere yardım etmiş bulunacağımıza güveniyoruz.
Bu işi yaparken, memleketimiz olan Erzurum'un doğu komşusu Kars'ta, da bu sözlerin yaşadığını baba-ocağından bilemenin ve üç yıl Erzurum'da kalıp Liseyi orada biritmiş olmanın verdiği imkândan faydalanmış bulunuyoruz. Manzum Lehce-i Erzurum yazarı, "Şarki KarahisarIŞehin Karalıisarh"dır. Mizahı seven, nüktesi de zengin olduğu anlaşdan şair-yazar, Erzurum'da uzun 'zaman memurlukla kalmış, ev hayatını yakından görmüş olup, övülecek bir sözlük bilgisine sahip aydın bir kişi olduğunu, eseriyle ispat ediyor. Onun halk deyimlerine ve sözlerine bulduğu karşılıklar çok yerinde ve —birkaçı dışında— çok doğrudur. Bu halk sözlerinin çoğu bugün de doğuda Arpaçay'dan batıda Suşehri'ne varınca Kars-Erzurum-Bayburt Gümüşhane-Bingöl-Tunçeli ve Erzincan ile Şebin-Karahisar gibi Tanzimat'tan önce ve ■ sonraları merkezi Erzurum şehri olan büyük "Erzurum Vilâyeti"ne bağlı
yerlerde yaşamaktadır. Ayrıca, Selçuklular çağının Salduklu ve Mengü- I cüklü gibi iki komşu Türkman Beyliği bölgesi ile Akkoyunlu Türkman ağızlarının özelliklerini de bu sözlükte bulabiliyoruz.
Biz, Lehce-i Erzurum yazmasmdaki sayıları 386'yi bulan sözleri,-i alfabe sırasına koyarak, metindeki anlamlarını hemen yanma getirerek ve kendi açıklama ve eklemelerimizi de ayraç ( ) arasında belirterek, inceleyicilerin işini kolaylaştırmaya çalıştık.
* Üniversine Kütüplıanesi'nde "Türkçe Divanlar" bölümünde 207 sayıdal "■Abdî-i Karahisârİ" nin üzerinde de Sabri Efemli'nin şu kaydı vardır: " 130 (1884 - 1885) de fevt Erzurum Lehçesi namiyle manzum bir lûgatçesi vardır."
1 Kışm ılıcak ve bahar ile yazm soğuk akan içmcsuları, soğukluğu yüzünden i şandan gelenleri öksürtür. Yazar, buna takılıyor.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -
|