|
1KEMALETTİN KAMU / Dr Ali Kurt
Babasının memur olarak bulunduğu Bayburt'ta 15 Eylül 1901'de doğmuş
olan Kemalettin Kamu'nun annesi Hayriye Hanım da (1877-1943) Erzurumluydu.
Çocukluğu babasının görevi gereği Erzurum dolaylarında geçmiş, 1910 yılında
rüştiyeye başlamıştır. Bölgenin Ruslarca işgali, bilahare Ermeni vahşeti
günlerinde Refahiye'de babası Osman Nuri Efendi (1850- 1915) ölür.
Kemalettin Kamu annesiyle birlikte Kayseri'ye giderler. "Hicret Akşamları"
şiiri yaşanmış olaydan kaynaklandığı için canlıdır. Şair, memleketi Erzurum,
doğduğu yer Bayburt gibi, okumakta olduğu Refahiye’yi de terk etmek zorunda
kalmıştır. Gurbet duygusunu bizzat yaşadığından;
’Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde’’ dizeleri başlıbaşına bir hayatın özeti denilebilir.
Kaybedilen vatan topraklarını, çekilen acıları etkili bir şekilde dile
getirir. Zira bunlar onun yaşantısını yansıtır. Hicret; göç, savaş, sevilen
yer ve kişilerden uzaklaşmanın doğurduğu hasreti çok çarpıcı şekilde dile
getirir.
Allahım ne bunaltıcı, ne boğucu bir gece’
Gözlerimiz bulutlandı arabaya binince.
Karanlıkta kaçıyoruz; çoğalıyor korkumuz,
Umulmadık bir felâket geçiriyor ordumuz.
Zaman zaman top sesleri duyuluyor derinden,
Sarsılıyor yüreğimiz kopar gibi yerinden;
Fakirleri yalınayak, zenginleri atında,
Yollar uzun bir inilti yıldızların altında.
Gönüllerin gözyaşına inandığı bir anda,
Çok sevgili yuvamızı yâd ellere bıraktık;
Dirseğimi dayayacak bir pencerem yok artık,
Elveda ey harap olan baba evi elveda!
Bütün gece yol alırken tehlikeler içinde,
Ellerimi unutmuşum kardeşimin dizinde.
Arkamızda kayboluyor beldemizin bağları,
Arkamızda beyaz başlı Anadolu dağları,
Sanki: "Gece yolcuları gitmeyiniz" diyordu.
Arkamızda bizim gibi gurûb eden bir ordu
Arkamızda neler yok ki dokunmasın insana,
Viran bir köy önlerinde indik eski bir hana.
Gönüllerin gözyaşına inandığı bir anda,
Bin bahçeli beldemizi yâd ellere bıraktık,
Gölgesinde barınacak tek ağacım yok artık,
Dallarında bülbül öten bahçelere elveda
İstanbul Öğretmen Okulu'na kaydolmuş, ancak ailesiyle birlikte Kurtuluş
Savaşına katılmak üzere Ankara'ya geçmiştir. Matbuat Umum Müdürlüğü'nde
"istihbarat kâtibi" olarak çalışan Kemalettin Kamu, daha sonra Anadolu
Ajansı'nın kuruluşuna katıldı, 1933'te ajansın temsilcisi olarak Fransa’ya
gönderildi.
Kemalettin Kamu, şiirleriyle kırklı yılların en sevilen şairleri
arasında yer almıştır. Aruzla başlamış, heceyi benimsemiştir. Ahengin
sağlanmasında 6+5 kalıbı ile failatün mefailün, feilün kalıplarının
benzerliğine işaret eder.
"Millî vezinle güzel yazmak on parmağını saymak kadar kolay değildir. Millî
vezini iyi kullananlar, gündelik hayatın her saatinde bir şaka ve muhavere
lisanı olarak aralarında aruzla konuşabilecek kadar o vezne de hakimdirler
ve en mütekamil aruz şiirleri onların kaleminden çıkmıştır. Aruz, makamatlı
saz musikisidir. Millî vezin meltem fısıltısından gök gürültüsüne kadar
bütün sesleri toplayabilen ve insan ruhunun bütün ihtizazlarına cevap veren
engin bir garp musikisidir.", "Millî edebiyat tabiri, bize Türk
milliyetçilik hareketinin getirdiği bir tabirdir. Kelimeleri, şekilleri,
kalıpları ve içi bizim olmayan, kozmopolit bir sanat görüşüne karşı yeni
zihniyetin istediği ve özlediği bir edebiyatı bu adla andık. Görüyorsunuz
ki, tabir tarihî bir zaruretten doğmuştur. Yoksa bir Türk muharririnin
kaleminden çıkan ve Türkçe yazılan her eser millîdir. Çünkü her muharrir
mensup olduğu milletin duyuşunu görüşünü aksettirdiği için, eseri tabiî
olarak millîdir. Bir eseri millî yapan en mühim vasıf, dildir. ’’
Türk halk edebiyatı kurallarıyla yazan, sade ve temiz dili ile
Memleket Edebiyatı'nın önde gelen lirik şairleri arasında yer alan
şairimizin Milli Mücadele'de yazılan ve Türk milletini anlatan şiirleri
döneminde çok etkili olmuş, ne yazık ki o günlere karşı duyulan ilginin
azalması nedeniyle unutulmuşlardır.
Doğuda kırmızı,, batıda turunç,
Yanık bir yörüğü andıran bu tunç,
Bu renk âleminde ne yok ki bizden,
Mavi: Marmara’dan, mor: Akdeniz’den!
Yeşil: bir köşedir bana Bursa'dan:
Kara: Erciyas'ın yarları gibi;
Sarıda gözü var Uzunyayla'nın;
Beyaz: Erzurum'un karları gibi.
Yurda döndükten sonra Rize (6 ve 7.dönemler) ve Erzurum (8.dönem)
milletvekili olarak çalışmıştır. Ayrıca Türk Dil Kurumu Terimler kolunda
görevliydi. 6 Mart 1948’de Ankara'da düzenlenen Erzurum gecesinin
hazırlıkları sırasında öldü.
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -
|
|
2(1901 - 1948)
Bayburt'ta dogdu. Istanbul Erkek Ogretmen Okulu'ndayken Anadolu'ya gecti, Anadolu Ajansi'nda calisti. Okulunu bitirdikten sonra Paris'e gitti ve Siyasal Bilgiler Okulu'nda ogrenim gordu. Erzurum ve Rize milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1948'de Ankara'da oldu.
Şiirleri, Rifat Necdet Evrimer'in ``Kemalettin Kamu, Hayati, Sahsiyeti ve Siirleri'' (1949) baslikli kitabinda toplanmistir.
``Kemalettin Kami Kamu, yetenegi bosa gitmis bir sairdir. Daha iyi soylemek gerekirse, kendisine, yaradilisina uygun olmayan bir doneme rastlamis bir sairdir. Incedir, kirikgonulludur, incinmelerin ve gurbetin sairidir... Ne var ki, bir savas donemine rastlamistir yasami... Savasin buyuklugunu ve garipligini sezer, gosterisli olmayan bir kahramanligi, ince bir iclenmeyle, bir aciyla aktarir.'' (Turgut Uyar, 1983)
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -
|
|
3KAMU, Kemalettin Kami (1901-1948) : Bayburt doğumlu. İstanbul Erkek Muallim Mcktcbi'ni bitirdi. Anadolu Ajansı muhabiri olarak Fransa'da beş yıl kaldı. Orada Siyasal Bilgiler okudu. Rize ve Erzurum milletvekilliği yaptı. Heceyle şiirler yazdı. Rıfat Necdet Evrimer tarafından, 1949'da şiirleri,"Kemalettin Kamu, Hayalı, Şahsiyeti ve Şiirleri" adlı kitapta bir araya getirildi.
hak
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:33 -
|