|
1“Şafak söktü yine sunam uyanmaz / Hasret çeken gönül derde dayanmaz” şeklindeki, çok hazin bir makamda söylenmiş bu türküyü, yıllardan beri, severek dinleriz, söyleriz.. Tanrıdan diledim bu kadar dilek, Mavi yelek mor düğme, Geceler yarim oldu/ Ağlamak kâ rım oldu adlı türkülerin kaynak kişisi hep o... Türk müziğiyle uğraşanların hemen hiç bir kıymetlerinin olmadığı bir devirde bestekârlıkla uğraşıp, sanat yapmaya kalkışan Haydar Telhüner'in sonu da diğerlerinden farklı olamazdı. O da maalesef hiç bir şeyin sahibi olamamış, yoklukla dolu bir hayat sürmüştür.
Gurbette olduğu, İstanbul gibi bir şehrin derdini çektiği için, sılasından ayrı düşmenin ızdırabını hep yaşamış ve bunu bazı bestelerinde dile getirmiştir. Ölümüne yakın bir zamanda bestelediği sanılan türkü formundaki bir bestesinde, yerinden yurdundan ırak düşmenin matemini ruhunda ne kadar derinden yaşadığı apaçık görülmektedir:
Erzurum dağları görünmez oldu
Zümrüt ovaları bilinmez oldu
Hayali kalbimde görünmez oldu
Benden ıraklara kalan Erzurum
Hayali gözümde tüten Erzurum
Haydar Telhüner, 1911 yılında yüzbaşı Derviş beyin ve Cemile Hanımın oğulları olarak Erzurum'da dünyaya gelir.
İlk çalgısı mey olan sanatçı, daha sonra, dinlediği şarkılarda duyduğu keman ve ud sesinden etkilenerek, bu sazlara yönelir. O günün şartlarında bu sazı öğretecek birini bulmadığından olsa gerek; kendi kendine çalışıp, bu yolda ilerler.
Musikiye olan ilgisi gün geçtikçe artan Telhüner, kendindeki eksikliği gidermek için, bir dönem, Erzurum Lisesi müdürü Murat Uraz'ın yardımıyla, bu okuldaki musiki derslerine devam eder ve bu sayede nota öğrenir. Bir müddet Erzurum öğretmen okuluna devam ettiğini gördüğümüz Telhüner'in, içindeki sanat aşkı, onun bu mesleğe intisab etmesine mani olur ve okulu bırakarak, notaların izinde yürümeye devam eder. İlk eserini 1930 yılında, Faruk Nafiz'in;
“Soldukça günün matemi altında çiçekler,
Bir gölge tanırdım ki, uzaktan beni bekler.
Kalbimde emel, yolda vefasız kelebekler
Bir gölge tanırdım ki, uzaktan beni bekler”
şeklindeki şiirini besteleyerek, böylece bestekâ rlığa ilk adımını atan sanatçı, daha bunun gibi pek çok esere imza atar. Şarkılarında çok yoğun olarak gurbetin ve karşılıksız bir aşkın derin izlerine rastlanan Haydar Telhüner'in, eserlerinden bazılarının adları şöyle:
Gönülde neşemiz ziyade sanki, Gurbette bir çiçek açmadı bu yaz, Dediler yar sevme pişman olursun, Eşini kaybetmiş bir garip kuşum, Palandöken dağlarının yaylası, Hüsnüne güvenme ey ruy_i mahım,vs...
hayatının son yıllarında, muhtemelen umutsuz bir aşkın pençesine düşer ve kendisini alkole kaptırır.
“Yolları beklerim, hiç gelenim yok
Ağlarım, yaşımı hiç silenim yok
Hastayım, derdimden hiç bilenim yok
Büküyor belimi zalim ayrılık” diyerek, içine düştüğü durumu müziğin yardımıyla hazin bir şekilde ifade eden Haydar Telhüner, 1963 yılında bir gün, Yeşilköy civarında, bindiği trenin penceresinden kendini atmak süretiyle, hayatına son verir.
Gurbet acısından, aşk yarasından geriye kalan bedenini ise, samimi arkadaşı udi Kadri Şençalar, Şişli'deki kendi aile kabristanına defneder.
Hasretliği, ölümünden sonra da devam eden sanatçının durumunu, sözleri Mustafa Nafiz Irmak'a ait, kendi bestesi olan şu hicaz şarkı daha iyi açıklar:
“Eşini kaybetmiş bir garip kuşum
Yuvamı yel aldı, kanadım kırık
Ben gurbet elinde unutulmuşum
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:27 -
|
|
2(Kemani) (1911-1963) : Erzurum'da doğdu, 'ürk Musikisinin önemli bestekârlarından biridir. "Hüsnüne güvenme ey rû-i mâhim", "Geceler yârim oldu", "Vurma avcı vurma, kalbim yaralı","Sen :hcr yelisin esersin serin", "Eşini kaybetmiş bir garip kuşum", "Şafak söktü yine Sunam uyanmaz" ve "Palandöken dağlarının yaylası", sanatçının estelerinden sadece birkaçıdır. Tclhüncr, 1963'te İstanbul Yeşilköy'de, bindiği trenin penceresinden atlayarak intihar etmiştir.
hak
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:27 -
|