|
1Rize eşrafından Hacı Memiş Paşa zade Ahmet Efendinin oğludur. Mülkiyeyi şahane mezunudur. Orduda paşa olarak hizmeti yoktur. Kendisine zâtışâhane tarafından Mirmiranlık verilmiştir. Ziraat ve ticaretle meşguldür. Erzurum'da ilk defa Müceldili Ragıp beyin kızı ile evlenmiş, onun ölümünden sonra Kuşçulu Mehmet beyin kızı Huriye hanımla evlenmiştir1 .
Mehmet Ali Paşa aleyhinde çalışan tezvir makinesi mensupları şehirdeki Rus amirliği teşkilâtına müracaat ederek şu ihbarda bulunmuşlardır. Belediye Reisi Mehmet Ali Paşanın maiyetinde birtakım gizli kuvvetler vardır. Bunlar Erzurum'un işgali sırasında esir kalan zabit ve asker* lerdir. Halk tarafından sivil olarak saklanmaktadırlar. Silâhla mücehhez olan bu kuvvetler, plânlı bir teşkilât halinde çalışmaktadırlar. Rusları bir gecede imha edecek kadar harp malzemesine sahiptirler. Siz Mehmet Ali Paşaya yakınlık göstermekle bilmeden kendinize ve devletinize fenalık yapıyor, düşmana fırsat veriyorsunuz.)
Yapılan ihbardan kuşkulanan ve durumlarını tehlikeli gören Rus teşkilâtı fırsatı ganimet bilerek mahalleleri göz hapsine almış, evleri aramaya başlamış, bir kısım şahıslan tevkif etmiş ise de söylentilerle ilgili bir ipucu elde edememişlerdir. Bu araştırma sırasında evlerde hatın sayılır bir yağma olmuş, şehir yeniden bir talan kasırgası geçirmiş-dir.
Yapılan ihbar yalnız Mehmet AH Paşayı değil, şehir halkım da şüphe ve itham altına sokmuş oluyordu. Şikâyetleri mütaakıp tevkif edilen Mehmet Ali Paşa Kamburoğlu hanında hapsedilmiş, kendisine işkence dahi yapılmıştır.
Ruslar tahkikat ve araştırma neticesinde Mehmet Ali Paşayı mesul duruma düşürecek bir emare bulamamalarına rağmen aile efradiyle beraber Moskova'ya sürgün olarak göndermişlerdir. Mehmet Ali Paşa Erzurum İstasyonunda hanımı ve kızının yüzlerini açmak için tecavüzde bulunan Ruslara karşı mukabelede bulunmuş, Rus kumandanının (subay) mütecavizleri tecziyesi üzerine mesele yatıştırılmıştır. Harp sonuna kadar Moskova'da kalan paşa, bilâhare İstanbul'a dönmüş, orada vefat etmiştir. 11. Nisan. 1926.
İkinci reis Hakkı Paşadır: Erzurum'da mezkûr şahıs hakkında şu şekilde birtakım söylentiler vardır. Ruslar Erzurum'u terk edecekleri zaman Belediye Reisi Hakkı Paşa'ya:
— Biz Erzurum'dan ayrılacağız. Orduya ait malzemeyi ve cephanelikleri teslim alınız. Aksi halde Ermeniler size akla hayale gelmeyen fenalıklar yaparlar." Şeklinde bir teklif de bulunmuşlardır.
Hakkı Paşa yapılan bu teklifin samimî veya gayri samimî olup olmadığında tereddüt etmiş, teklifin bir deneme ve ya bir nabız yoklama mahiyetinde olacağı kanaatına vararak yapılan teklifi kabul etmemiştir. İşte bu ihanet yüzünden Ruslar çekildikten sonra siyasî hâkimiyet Ermenilerin eline geçmiştir. Erzurumdaki katliam da bu hatâ yüzünden meydana gelmiştir. Şeklinde söylenmektedir. Kanaatımıza göze bu söylentiler tamamen asılsız ve yanlıştır. Şöyle ki:
1) Ruslar böyle bir teklifi yalnız Hakkı Paşaya yapmışlar o da kabul etmemiş ise, bu mesuliyetli işin neticesini bekliyerek kimseye haber vermemesi lâzımdı. Teklifden Belediye hey'eti de haberdar edilmişse, yapılan teklif hakkında müzakere, müşavere etmeleri ve bir karar almaları gerekirdi. O zaman mes'uliyet yalnız Hakkı Paşaya değil, karan alanlara raci olurdu. Hakkı Paşa Rusların şahsına yaptığı teklifi bir zühul olarak ifşa etmiş ise
mes'uliyetten kurtulmak için itimad ettiği dostlarının ve şehrin ileri gelenlerinin fikirlerini alması lâzımdı. Bunlann hiçbirisi olmadığına göre şayia bir uydurmadan başka bir şey değildir.
2) Rusların Erzurum'dan ayrılma ve çekilmeleri kesinleşince başta Antranik olmak üzere birçok Ermeni komitacılarını Kafkasyadan (Ermenistan'dan) Erzurum'a getirerek yeni bir teşkilât kurmuşlardır. Kurulan teşkilâtın amirlik ve idaresi yine Rusların elindedir. Teşkilât öldürme ve imha etme gayesini Ermenilere tatbik ettirmişlerdir. Bu fikri isbat eden sayısız örnekler vardır. Herhangi bir şahıs Ermeniler tarafından çalıştırılmak bahanesiyle hapis veya öldürülmeye götürülürken hayatı tehlikeye düşen şahıs tesadüfen bir Rus'a raslamışsa kurtuluşu ona iltica etmekte bulmuş ve onun tavassutu ile kurtulmuştur. Ruslann bu şekilde müdahale etmelerinin sebebi Türklere kendilerini iyi, Ermenileri fena göstermek içindir. Sinsi bir siyasetle istikbâlde bir Rus müdahalesi fırsatı sırasında Türk hal kının Ruslara karşı itimad ve sevgisini kazanmaktır. Bundan dolayıdır ki, kendileri perde arkasında kalmışlardır.
Ruslar Erzurum ve Doğu Anadolu'nun siyasi hâkimiyetini Ermenilere devir ve teslim etmek mecburiyetinde idiler. Şehir Türklere terk edildiği takdirde ordu ile temasa geçme veya şehirde kurulacak teşkilâtla nisbeten Panik halinde çekilmekte olan Ruslan imha etme tehlikesi daima mevcuttur. Ruslar emniyetleri ve menfaatleri bakımından kendileri ile arkada kalan asırlık düşman arasında tampon vazifesini gören bir emniyet tedbiri almak zorunda idiler. Rahat ve korkusuz çekilebilmeleri-ni temin ancak geride bırakılan mutavassıt bir zümrenin varlığı ile mümkündü.
Birinci Belediye Reisi Mehmet Ali Paşa hakkında işleyen tezvir makinesinin rezalet ve iftira-larını dinleyen ve bunlardan kuşkulanan Ruslar nasıl olur da şehri Türklere'teslim etmek gafletinde bulunurlar.
4) Ruslar doğu illerinden çekilirken ve çekildikten sonra da Erzurum'daki Ermeni teşkilatını idare etmek için Rus zabitanından bir mikdar fedai olarak bırakmışlardır ki, istirdat sırasında bunlardan bazıları kaçamamış ve esir düşmüşlerdir. Bu durum bize Ruslann Ermenilere de kat'i bir itimadı olmadığını onlan murakabe ve kontrol bakımından tedbir aldıklannı gösterir.
5) Erzurum'da siyasî hâkimiyeti elde eden Ermeniler Rus'lardan yüz görünce fırsatı kaçırmayarak yeniden talan ve yağma işine başladılar. Arama yapılan evlerden, ticarethane ve işyerlerinden yakalayabildikleri kimselerden bazılarını hapsettiler bazılarını da gizli olarak sistemli bir şekilde öldürdüler.
Ermenilerin bu hareketleri de Rusların hazırladığı plânı tatbikten başka bir şey değildir. Ruslar bu plânla iki kuş vurmuş oluyorlardı. Birisi doğu'da Ermeni hâkimiyetini kat'ileştirerek istikbâlde yeni bir fırsat zuhurunda Rusya için bir zemin hazırlamaktı. Diğeri şehir ve çevresini meşgul ederek korkusuz ve huzur içinde çekilmek, Ermenilerin yapacakları katliam ve zulüm dolaya siyle Türklere Rus idaresini aratmaktı.
6) 1917 Rus İhtilâlini mütaakıp Rus işgali altında bulunan vilâyetlerin basma idareci olarak birtakım Ermeni komitacılarının getirildiği de gözden kaçmamaktadır. Kafkasya ve Rusyadaki Ermenileri kendilerine ısındırma ve yaklaştırma bakımından hâkimiyetin Ermenilere devredilmesi kadar tabiî ve siyasî bir taktik düşünülemez.
7) Diğer bir hâdise de Rusların biraz önce şehir içinde ve çevresinde harp malzemesinin bulunduğu yerlerde geceleri görülen faaliyettir. Bu çalışmanın mahiyeti ancak istirdattan sonra anlaşılmıştır.
Ulu Camiye sandıklar içinde doldurulan Alman mavzer tüfeklerinin yanına Rus tüfeklerinin mermileri, Çifte minarelerde depo edilen Rus tüfeklerinin yanına Alman mavzerlerinin mermilerini koyarak muhtemel bir tehlike karşısında hususî tedbirler de alınmıştır.
İşgal sırasında ve işgalden sonra meydana gelen felâketlerin ısdırap ve acısını yaşamakta ve duymakta olan, küçük bir fırsat ve imkân zuhurunda intikam hisleriyle meşbu bulunan bir düşmana nasıl olur da silâhlan al da bizi öldür diyecek kadar apdallık gösterirler.
8) Rus işgali esnasında Zümrüdü Anka kuşu nev'inden ikinci belediye reisi olan Hakkı Pa
şa da diğer Erzurumlular gibi bütün servet kaynaklannı kaybetmişti. Siyasî hâkimiyetin kendisine verilmesiyle gelir kaynaklarına yeniden kavuşacak işgal altında bulunan bir şehri hürriyetine kavuşturacak, Hakkı Paşa adına kurtarıcı lâkabını da ilâve ettirecek, belki de kendisine Erzurum Fatihi ismi verilecekti. Bunlar bir tarafa her gün her saat, hattâ her dakika tehlikede olan hayatını kurtaracak hiçbir maddi varlıkla ölçülemeyen hürriyet ve huzura kavuşacaktı. Hakkı Paşa bunları idrâk ve takdir edemiyecek kadar düşüncesiz miydi? Şüphesiz ki, hayır. Biran için Hakkı Paşa ile Ruslar ve Ermeniler arasındaki işbirliği ve samimiyetin müstevliler lehine olduğunu kabul etsek dahi hâdiseler ve hakikatler bu fikri de reddetmektedir. Şöyle ki: Ermeniler kendilerine hizmet eden Hakkı Paşacan son dakikaya kadar istifade etmek, onu ellerinde koz olarak kullanmak icap ederdi. Halbuki hâdise hiç de böyle olmamış, Hakkı Paşa da istirdat sırasındaki katliamda Kumludere'de öldürülmek suretiyle şehidler arasına katılmıştır.
9) Ruslar 1774 Kaynarca muahedesine aşağıdaki maddeleri koydurmuşlardır.
a — Rusya Osmanlı Devleti dahilindeki Ortadoks teb'anın kiliselerini himayesi altında bulunduracak.
b — Türkiye'de Rus teb'ası tüccarları aynca himaye görecekler.
Bu maddelerden faydalanan Rusya Osmanlı Devletinin içişlerine karışmak imkân ve fırsatını buldu. Bilhassa XIX. Asırda Kafkasya ve Balkanlarda görünüşte kurtarıcı hakikatte istilâcı rolünü oynayan Rusya'nın teşvikiyle birtakım zararlı cemiyetler kuruldu. Bunların faaliyeti neticesinde Romanya, Makedonya, Yunanistan, Sırbistan ve-sairede birtakım isyanlar meydana geldi. Bunlardan Etniki Eterya Cemiyetinin mânevi reisi Rus Çarı Aleksandr I, daha sonra Nikola II oldu. Yunanistanın istiklâli bu cemiyetin çalışması ve Rusya'nın yardımı ile sağlandı.
Doğu'da Kafkasya'nın istilâsından sonra kendi sınırlan içerisinde bulunan Ermenilere hiçbir hürriyet hakkı tanımayan Rusya, bir kısım Ermenileri ileri çekerek kendilerine istiklâl verileceğini ve bir Ermeni Devleti kurmaları için bütün gücü ile yardim edeceğini vaad etmişti. Bu maksatla kurmuş olduğu hususî bir teşkilâtla yetiştirilen birtakım Ermeni sanatkârlarını ve komitacılarını Osmanlı sınırları içerisine sokmaya muvaffak oldu.
1877-1878 Harbinden sonra yapılan Ayastafanos Muahedesine "Doğuda ve Rumeli'de Ermenilerin bulundukları yerlerde İslâhat yapılacağı, Ermenilerin hak ve hürriyetlerinin tanınacağı" maddesini koydurmakla Ermenileri resmen müdafaa ettiğini ve koruduğunu isbat etmişti. Bundan sonra faaliyetlerini arttıran Ermeniler Hınçak, Taşnatsotyon, Rangavar, Rayon ve daha birçok adlar taşıyan birtakım cemiyetler kurdular. Anadolunun nıuhtelif yerlerinde şubeler açtılar.
Doğu Anadolu'da müstakil bir Ermeni Devleti kurmak gayesile çalışan Ermeni Cemiyetleri Anadolunun muhtelif vilâyetlerinde açılan yabancı ve Ermeni okullarında Ermeni çocuklarına Ermeni milliyetçiliğini, Ermeni istiklâlini, Ermeni tarihini, Doğu Anadolu'nun Ermenistan olduğunu ve Türk düşmanlığını öğrettiler. Cemiyetlerin Türkiye'de ve Türkiye dışında Avrupa'da birçok devletlerde neşredilen gazeteleri de vardı.
Rusların yardımı ile kurulmuş olan Ermeni cemiyetleri yurdun her tarafında silâh atelyeleri kurmuşlar Rusya'dan naklettikleri harp malzemesini Ermenilerin bulundukları yerlerde dağıtmış veya depo etmişlerdi. Birinci Cihan Harbinin arifesinde Ermeniler büyük bir tehlike teşkil edecek kadar kuvvetlenmiş ve çete faaliyetine girişmişlerdi. Önceki harplerde olduğu gibi Birinci Cihan Harbin'de de Ruslara casusluk ve kılavuzluk eden Ermenilerden başka Rus ordusuna katılanların mikdan da yüzde 8-10 dan aşağı değildi.
Doğu Anadolu'da bir Ermenistan Hükümetinin kurulacağına inanan Ermeniler 1918 de kahraman ordumuzun yumruğunu yedikten sonra bile bu fikirlerinden vazgeçmemişlerdi.
1917 Rus ihtilâlinden sonra Rusya'dan yardım görmek, emellerim tahakkuk ettirmek fikri suya düşünce bu defa da başka imkânlar aramayı düşündüler. Ermenistan Cumhurreisi Aharonlan ve Yoguspaşa bir hey'etle harp sonu meselelelerini halletmek için 30 Ocak 1919 da Paris'te toplanan galip devletlerin sulh konferansına başvurdular. Kafkasyadaki Ermenistana ilâveten, Türkiyeden Erzurum, Van, Diyarbakır, Bitlis, Malatya, Sivas ve Trabzon vilâyetlerini istediler. Konferansa katılan devletler de babalarının malikhanelerinden mal bağışlar gibi Ermeni taleplerini kabul etti. Büyük Millet Meclisi Hükümetinin Yeni Rus Devletiyle münasebetler tesis, bir anlaşma yapacağı esnada (24 Ağustos 1920) Ruslar Ermenilere Doğu Anadolu'da birtakım toprakların verilmesini teklif ettiklerinden anlaşma yapılamamış, bilâhare Ruslar bu teklif ve isteklerinden vazgeçtikten sonradır ki, 16 Mart 1920 de taraflar arasında Moskova Anlaşması imza edildi.
Rusya bir ölüm dirim istihalesinden sonra biraz kendine gelince Doğu Anadolu'da yine bir Ermeni hâkimiyetinin kurulma arzusunu gizlemiyerek ifşa etmekten çekinmemişti.
Ruslann Erzurum'u terk edecekleri zaman şehiri ve harp malzemesini size teslim edelim şeklinde Hakkı Paşaya teklif de bulunduklarını biran için kabul etsek dahi bu teklifin samimi olmadığı bir hakikakattır kanaatındayız. Böyle bir teklifde yapılmamıştır. Bu söz Hakkı Paşa'yı sevmeyen ve çekemiyenlerin ortaya attığı bir iftiradan başka
bir şey değildir2.
2) Bu yazı, Gani Güllabi, Aziz Geçikli, Tahsin Bolbol'un beyanlarından iktibas edilmiştir.
.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:27 -
|