Abdullah GÜL'ün cumhubaşkanlığın beş yıl öncesinden haber alan ve kutlayayn ESAS baş yazarlarından Dr.MES olmuştu.
İşte bu konudaki Tarihi Makale:

GÜL, EYLÜL VE ZAFER!
Avrupa Birliği, Türkiye'de adeta demokratlar muhtırası şeklinde tecelli eden, demokrasi yanlısı oyların toplamda yüzde yetmişlere ulaşma hadisesini tarihlere kaydetmek ve her yıl kutlamak niyetinde. Olli Rehn'den duymayanınız varsa işte fırsat! Haberi benden alın ve aylık yazımın başlığını şöyle değiştirin:
22 Temmuz Seçiminin kahramanı olan tertemiz seçmenler:Tarihe Geçtiniz!
AZİZ CUMHURBAŞKANINA MÜJDEYİ BEN,BEŞ YIL ÖNCE VERMİŞTİM;
OLAYIN BİR TANIĞI YALÇINBAYIR'DIR. ŞİMDİ DE TEBRİKLER GÜL!
Gazetemizin baş yazarına, yurdumuzdaki diplomatik misyon şeflerine, yani büyük elçi ve konsoloslara önceden gönderdiğim İngilizce-Türkçe tebrik mesajım, Eylül ayı başında, orta-batı-doğu Avrupa radyolarından bu kez sadece benim yazışma dillerim olan İngilizce-Fransızca lisanlarından, akşam bülteninde
sunulacak. Tebrikte, benim imzam ve unvanım var: Radio Libérte: Hür Avrupa Radyosu, Anadolu Bölge Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat. (Medine nüfusuna kayıtlı ve sahabeden Iyyad el Arabi'ye kadar zikredilen kütüğümle beraber.) Gazetemiz Vakit'e gönderdiğim mesajın adresleri içerisinde yer alan isimlerden birisinin de sekreteryadan: AD “ed” EC.EUROPE.EU olduğu,apaçık görülüyor. Bu kaynak bana soruyor şimdi: Radio Free Europe'a, hangi tarihte girdiniz, nasıl davet edildiniz ve hangi fedakarlıkları göze aldınız?
Yanıtlıyorum:
12 Eylül Darbesinden on yıl sonra davet edildim bu radyonun baş makale kadrosuna; elbette Anadolu Şubesi'ni temsil etmek üzere. İşe yeni başlayan her aydın kaleme söylenen şuydu: Demokrasi dışı güçlerle mücadele emrini aldığınız anda,ilgili Kuran ayeti doğrultusunda, malınız ve canınızla derhal görev başı yapacaksınız. Bilenler bilir, 28 Şubat darbesi eliyle ürkütülmüş tüm “böyyük”adamlar evlerinde saklanırken, ben, Ankara'mızdaki Radyo Arifan, Hedef Radyo ve Ostim TV'de açıkça ve hatta çok sert,kırıcı bir dille baskıcılara, seçimle gideceklerini, onlardan korkmadığımızı, onlara sadece acıdığımızı haykırıyordum. Çaresi yok, global demokrasiye teslim olacak, hemen çekip gideceklerdi ki, radyonun ardı sıra inançlı basın'da yer aldım.
Çıkıp gittiler. Kimse insanlığın ortak paydası altındaki hür demokrasiyi savunan, o sevdiğiniz makalelerimin kılına dokunamadı. Türkiyeli demokratlar yeniden eski cesaretlerini kazandılar. Bugün kayıtsız şartsız, örtülü-örtüsüz tüm milleti kucaklıyor yüzde yetmişlik demokrasimiz. Ve de Avrupa, tarihi bir gün olarak, her yıl, muhteşem “22 Temmuz”u kutlamaya hazırlanıyor artık.
Bu zaferlerden sonra, “Min Gayr Li”, yani söylenecek ne kaldı benim için?

.

Gülüm
örn.:
Oy oy Gülom: Gülüm benim.