1 Ebubekir Efendi Kerkük Şehr-i Zur'da önce ecdadından Emir Süleyman tarafından inşa edilen medresede eğitim görmüş, babasının vefatından sonra da tahsilini İstanbul'da sürdürmüştür. 1862 yılıdır. Ebubekir Efendi'nin Erzurum' a yerleşmiş bulunan Ailesi, kıtlık sebebiyle büyük sıkıntılar çekmektedir. Hükümetten yardım istenecektir. Ebu Bekir Efendi İstanbul'a gider. Abdülmecid Han'ın padişahlığı dönemidir. Babıali'ye varır. Ailesi için yardım ister. O günlerde İngiliz Kraliçesi Victoria'dan bir mektup gelmiştir. Victoria, mektubunda Cape (Güney Afrika, Ümit Burnu) sömürgesindeki müslüman tebasının bazı dini meselelerde ihtilafa düştüğünden söz ederek, Osmanlı Sultanı'na iyi yetişmiş bir İslâm alimini Afrika'ya göndermesini rica etmektedir. Ebu Bekir Efendi'ye, bu görevi üstlenmesine karşılık ailesine yardım edileceği söylenir. O da kabul eder. Ebu Bekir Efendi'nin Güney Afrika macerası böylece başlamış olur. Hz. Peygamber s.a.v. ve dört büyük halife devrinden sonra, İslâm camiası ve devletleri, tebliğ ve irşad faaliyetlerini maalesef tam olarak yapamamışlardır. Bırakın dünyanın müslümanlara çok uzak ve yabancı yörelerini, yanıbaşımızdaki Hıristiyan Batı dünyasını bile bu açıdan yeterince değerlendirememişizdir. Bugün, Güney Afrika'da Cape Town, Johannesburg ve Durban şehirlerine dağılmış yarım milyonun üstünde müslüman yaşamaktadır. Bunlardan çoğu Asyalı ve melezdir. Bununla birlikte 15 bin dolayında Afrika kökenli ve çok az sayıda beyaz müslümana da rastlanmaktadır. Müslümanlar, çocuklarını bugün daha çok camilere bitişik olarak faaliyet sürdüren kendi özel okullarında eğitmeye çalışmaktadırlar. Ülkede tahminen 250 cami-okul bulunmaktadır. Durban'daki Mescid-i Cuma bunların en büyüğüdür. . Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 - |