1 DADAŞ YÜREĞİ'NİN DÖNÜŞÜ Mustafa Çetin Baydar / 6 ocak 2002 Palandöken “Erzurum'un tadı kaçtı” sözü elbette mecâzidir. Evet! Erzurum'un, maddi unsurları ile tadsız tutsuz bir belde olmaya doğru hızla yuvarlandığı, herkesin görüp teşhis ettiği bir gerçektir. Ama hemen eklemek gerekir ki asıl tadı ve tuzu kaçan Erzurum'un maddesi değil, mânasıdır. Erzurum'un dadaşı, Erzurum'un bacısı, paşa hanımı, tarihin yazmadığı bir aşınma ile aşınmış, bir diğer deyişle, “Handadaşlık”a, “Hanpaşa Hanımlık'a aşina şehir kimliği, tebâhur eyleyip uçar olmuştur. Bu hükme nasıl vardığımızı soracak olursanız, bu şehirde hayranlık duyulacak gerek kadın ve gerekse erkeğe ait ne geleneksel ne da modern seciyelerin artık zuhur etmediğini; kıymet-i harbiyesi olan doğruluk, güzellik, heyecan rüzgarlarının yaprak kıpırdatacak mecal de dahi esmediğini söyleyebiliriz. Erzurum artık balans ayarları Ankara'dan yapılan bir statüko şehridir. O giderek siyaseti, basın hayatı, ilim hayatı, ekonomisi, zevkleri ile bir ’âlet şehir' olmaya doğru kayıyor. Alet Şehrin insanları da sistemin âletleri hükmündedir. Şehir bir bakıma Ankara'nın isteklerine en uygun davranacağını vaad edenlerin yönetimine bırakılmıştır. Erzurum'da söz ve itibar sahiblerinin kimler olduğuna dikkat buyurularsa, Ankara ve İstanbul tezgahının direkt temsilciliğini koparmış olanlarla, bu sözü edilen tezgahların Erzurum'daki uzantılarına göre şekillenen tabasbus şebekesi, günümüz Şehir şereflilerinin ana bölümünü tayin etmektedir. Bu yüzdendir ki, Üniversitemizde hayret ve heyecan veren hayranlık uyandıran bir “doğuş” gözükmüyor. Basın Hayatı statüko ile öylesi içli dışlı ki, “atı atın yanına bağlama..” darb-ı meselince kılıcını kınından çekmesi hayli müşkül. Şehrin belli başlı siyasi aktörlerinden sorulacak olursa, onlar, doğruluk, güzellik, hayranlık doğuracak icraatları pozitif alanlardan alıp negatif alanlara götüreli nice zaman geçti. Şimdi bu zat-ı muhteremler(!) yaptıklarıyla; çirkinlik, yanlışlık ve nefret objesi olarak toplum tarafından hayretle takip ediliyorlar. Bu yazı elbette ki, umutsuzluk, karamsarlık aşılamak için yazılmadı. Cenab-ı Hak, bir kapıyı kapatıp, birçok kapıyı açıyor. Dadaş Yüreği hiç hesapta olmayan kapılardan geçerek dönecek ve toplumun önüne düşecektir.. Bu kapılardan birinin “Bilgisayar Ortamları” olduğuna inanıyorum. Yüzlerce Dadaşı fikir zemininde buluşturan “Erzurumlular “ ve “Erzurumun Sesi” gruplarının “Erzurum Gündeminde” neleri tartıştığını benim gibi bilenler, bu dadaş yüreklilerin yaptıkları analizlerle, Erzurum'a adeta el koymuş olan şehir statükosunun; heyecansız, fikirsiz, çıkarcı, kalpsiz duruşuna nasıl isyan ettiklerinin tanıklarıdır. Erzurumlu, bu hür fikir ortamının meyvelerini yakın zamanda toplamaya başlayacaktır. “Han dadaş“ hanlığını, yeniden icraya koyulursa, Erzurumun tepesine çöreklenmiş olan sistemli cehalet bulutları dağılmaya başlayacaktır. “Handadaşlık”, sinesini hiçbir dünyevi çıkar için kirletmeyen vekârlılığın adı'dır. Handadaş, herkes kötülüklerin kucağında uyurken, atını mahmuzlayıp, hakikatin kavşaklarında dolaşan “Yol Gezer”dir. Bu yol gezerlerden Erzurum gailesi çekenler Bilgisayar ortamında şehrimiz için toplaşıyorlar. Bu saf sineli hareket, Kolektif Erzurumlu Aklı'nın ve ruhunun arayışı için yol tepmeye başlamıştır. Aziz hemşehrimiz Nef'i de sanki onların arasına ruhaniyeti ile karışıp şöyle sesleniyor: Ehl-i dildir diyemem sinesi sâf olmayana Ehli dil birbirini bilmemek insâf değil Eğer bir “yol gezer”seniz, bu gruplardaki yerinizi alınız. Zira Ömer Nef'i üstadımız “saf gönüllülerin birbirinden habersiz yaşamaları insafsızlıktır” diyerek bizleri uyarıyor. Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 - |
|
2 Potansiyel olarak erzurum'un manevi gücünden ve bu alandaki seçkinliğinden, orjinalitesinden bahs edenler çoktur. Bu zevat arasında "Erzurum asabiyeti" olmaksızın konuşanlar dikkat çekicidir. Ancak Erzurum'un günümüzdeki kinetik (Cari) manevi gücündeki ileri dereceli aşınmışlık da bir vakıadır. Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 - |