|
1Ahlak, Arapça hulk'un çoğuludur. Hulk, ruhi ve zihni duruş demektir; ahlak da bu bağlamda ruhi ve zihni duruşlar oluyor. Hz.Peygamber islam'ı tanımlarken güzel ahlakı tamamlayan bir hareket olduğunu buyurur.
Erzurum'da iş ahlakı derken beklenen güzelliğin sekülerizmden mi, islamdan mı derleneceği konusu önemlidir. Erzurum da dini olan iş ahlakı ahi töresini doğurmuş asırlar boyu bu iş ahlakı şehire hayat vermiştir.
Batılılaşma döneminde seküler ahlak temelli bir iş ahlakı yolu tutulmak isteniyor.
Bu başlığın altındda konuşulacak çok ehemmiyetmi mevzular olacaktır.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 -
|
|
2ERZURUM GAZETESİ
M.TEVHİT GÜLSEVEN
İŞ AHLAKI - İŞ AHLAKSIZLIĞI
VE DOĞALGAZ ŞİRKETLERİ... 25 Ekim 2005
"İşleri dinimiz gibi,
dinleri, işlerimiz gibi"
(Avrupa'dan dönen Üstat Mehmet Akif ERSOY Avrupa'yı anlatıyor)
Sayın Recai Pak Kardeşim, bir yazısında iş ahlakı konusuna değinmiş. "İş" yapan "iş adamının" "iş" ahlakının olmamasının gelecek günlerde kendisi, çevresi ve en önemlisi de Erzurum ve daha genellemeyle de Türk ekonomisi üzerine olumsuz etkileri olacaktır. Recai Bey; "geri kalmışlığın arka planında iş ahlaksızlığı vardır" diyor.
Bugünlerde "doğalgaz dönüşüm" çilesi daha doğrusu "tacizi" yaşamakta olduğumuz için bu konu dikkatimi çekti.
Gerçekten düşündüğümüzde, iş ahlakı ister memur, ister esnaf herkeste olması gereken ve karakterine yerleşmesi gereken bir düşünce ve davranış şekli olmalıdır. Şahsi ibadetler, Ramazan veya başka bir mazeret vatandaşın işini bölmemeli ve asla ertelememelidir. Erteleme çok iptidai bir iş ve primitif bir hareket gibi algılanmalıdır. Gerek mesaiden çalınan ve gerekse de vatandaşın iş bitiminden çalınan zaman maalesef "para hırsızlığıyla" aynıdır. Üste alınmaması gereken bir "kul hakkı"dır.
"İş ahlakı" denince ilk aklıma gelen "eğitim"dir. Şüphesiz "esnaf ahlakıyla büyüme", "babadan görme" gibi eğitimlerin yeterli olduğu da söylenebilir.
Ancak, iş hayatına atılanların "esnaflık" hakkında doğru bilgisi yoksa babadan da ahlakını alamamış, şap diye işin başına oturmuşsa, işte o zaman iş farklılaşmaktadır. Bir an önce para kazanıp, zengin olma hırsı içerisinde "etik"lik rafa kaldırılarak müşteriyle temasa geçilir.
İş hayatına atılacak insanların önemli basamaklara ihtiyaçları vardır. Bunların başında "iş tecrübesi" olanların, başarılı olanların zihniyetleri, prensipleri dikkate alınmalıdır. Yoksa köyünden geldiğin gibi, köyüne dönecek yüz de bulamazsın.
Birçok konuda, bugün dahi yakalayamadığımız çizgilere gelmiş atalarımızın "iş ahlakı", "iş" felsefesi, "etiklik" konularında ne yaptıklarına bakmak lazımdır. Hatta "gâvur" diye burun büktüğümüz yabancıların, Avrupalıların "iş ahlakı" konusuna nasıl baktıklarını da öğrenmemiz ve tektik etmemiz önce kendi menfaatimizedir.
Yıllarca ulusal ecnebi firmalarında çalışmış birisi olarak, iş konusunda adamların prensiplerine hayran oldum, hakkımı yemedikleri gibi, hakka karşıda onları çok saygılı gördüm. İşlerine kendilerine olan saygılarından dolayı saygılı olduklarını müşahede ettim. Ama kendi memleketimde ne yazıktır ki bu "sorumluluk" çok alt seviyelerde seyretmektedir. Avrupalılar, işlerini sevgi ve saygıyla besliyorlar. Ne saadet.
Erzurum'da "usta", "iş yaptırma" denilince, çoğu insanın tansiyonu yükseliyor. Sözünde durmayanlar, mazeret üretenler, aldığı işi yetiştirme çabasından ziyade iş götüreni suçlayanlar, işi savsaklayanlar, baştan savanlar, söküp bırakıp gidenler. İnsanımızı Erzurum'da canından bezdirmiştir.
Atalarımız ise bazılarının beğenmemelerine rağmen asırlar öncesinden sorunu çözmeğe yardımcı olacak "AHİ OCAKLARINI" kurmuşlardır. Bu sayede, "iş" yapan insanların "işine saygılı" olmasını, iş yaptırana saygılı olmasını öğretmişlerdir.
Prensiplerin, geçmiş tecrübelerden, yeni bilgilerden ve bu işi iyi bilen başarı grafiği yükselen insanların çalışmalarından beslenmelidir.
İş hayatına yeni atılan Erzurum doğalgaz firmaları da işlerini "iş ahlakını" temel alarak yapmalıdırlar.
Şahit olduğum bir konu ise sözleşmede kullanılan malzemenin ve uygulanan malzemenin aynı olmadığıdır. Vatandaşın parasını aldıktan sonra oyalamak, vatandaşa bağırma, vatandaşı soğukta üşütme haklarının olmadığı bilincinde olmaları gerekmektedir. Tüm iş yapmağa ve ekmeğini bu yoldan kazanmaya çalışan insanların; "empati" yapmayı öğrenmeleri lazımdır. Parasını cebine indirdiğin insanlar soğuktan hastalık çekiyor, Ramazanı burunlarından geliyorsa aldıkları kul hakkının boyutunu düşünmelidirler.
İş yaptıracak insanlarımızın "işin" erbabını aramaları ve "hukuki" olarak sözleşmelerini tam olarak yaptırmaları, iş yapanı kanuni bir yoldan hukuksuzluğa kaçma yollarını da kesmeleri önemlidir.
İş yapan insan veya şirketlerin işlerini miadında bitirmeleri ve işlerinin standardının ve kalitesinin tartışılıyor olmaması gerekmektedir. Fiyat olarak da ekonomik boyutunun diğer şehirlerden pahalıya mal olduğu söylenmektedir. Yoksa bu pastayı dışarıdan gelecek şirketler çok kolay yerler, bizimkilerde seyrederler.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 -
|