|
1Erzurum''da Baş örtüsü problemine bir tarihçe yapılacak olursa Rus Çarlık ordusunun sılahlarını bırakıp Erzurumdan tamamen Çekildiği 1918 yılı başlarını bir başlangıç olarak gösterebiliriz. Erzurumlu annelerimiz iffetlerini koruyabilmek için sım sıkı örtürdükleri gibi yaşlı,cinsel cazibesi olmayan kadın imajı vermek için yüzlerini gözlerini boyayarak, suratlarına mayıs sürüp kendilerini çirkin göstererek olası tecavüz sahnelerine karşı tedbirler alıyorlardı. Ermeni belası savuşturulduktan sonra ikinci saldırı Tek Parti Rejiminin tatbikatları ile geldi. Kültür devriminin Ünlü uygulayıcılarından halkın tabiriyle Polis Hüsnü, yaşmaklı, bürüncekli,
ehramlı hele kara çarşaflı kadınları başta olmak üzere elinde makas çarşı başlarında mahalle çıkışlarında örtülerini
keseceği tehdidini savurarak bekliyor, alafranga kıyafetler kullanmaları hususunda sistemli bir şekilde taciz ediyordu.. Alaturkaya bu muamele yapılırken geleneksel tabanın yadırgamaması için meydanlarda modern devlet muhutlerinde tek tük görülmeye başlayan alafranga kadın ve genç kızlara olağanüstü sahabetlik ediyordu. Kız mekteplerinin talebeleri çoğaldıkça alafranga giysiler kökleşmeye başladı. Her ne kadar çocuklar bu tür giysileri gördükçe arkalarından:
Tanko etekleri piyanko diye bağırsalar da modernleşme süreci başlamış Yeni Erzurumlu Kadın formatı yürürlüğe konmuştu. Artık, kadın mektepli ise başında şapka, değilse en fazla eşarp olabilirdi. Bürmcek, Ehram, Çarşaf kara listedeydi. Devletin kanunlarını uygulamak zorunda olan memurların hanımları ikinci sınıfa mensup olduğu için iş radikal devrimcilere kalıyordu. Polis Hüsnü bu konuda ön plana çıktı.
Muhtemelen bir Kafkas
muhaciri olan bu milis subayı Tek Parti döneminde siyasi Polis kadrolarına alınmıştı, çocukları torunları dahi bu meslekte kalacak olan bu hemşehrimiz başörtüsü engellemelirinin birinci sembol isimlerinden biri olarak tarihe geçti. İlerleyen yıllarda uygulama dozajı artacaktı.
Lise ve öğretmen mektebi talebelerini yaz sonu sonbahar başlarında verilen jimnastik dersleri sonunca şortlu kıyafetleri ile evlerine gönderiliyor, bir şehire numune olsun diye gösterilmek isteniyordu. Korkutulmuş sindirilmiş toplum tepki veremiyordu. Sevgili ağabeyimiz Profesör Dr.Özdemir Akmut bir beraberliğimiz sırasında ”Çetin Erzurum böyle değildi, kızlar mekteplerinden şortları ile çıkıp evlerine giderdi de kimse kaşının üstünde gözün var demezdi, şehir çok bozuldu çok” demişti de acı acı gülmüştüm. Ankar ilahiyat Fakültesinde Hatice Babacan''la başlayan örtünme ısrarı (Devlet Bakanı Ali Babacanın halası) kısa zamanda Erzurum''a aksetti. Artık iffet kaygısı ile saçların örtünmesi süreci Erzurum''da işliyordu. Yalnız saçlar da değil, genç kızlar tüm vücutlarını alafranga giysilere kapatıp alaturkaya açmaya başlamışlardı. Blucin pantolonlara, bluzlara karşı tesettür modası geliyordu. Bu mode Erzurum ülkücü gençliği dahi etkilemişdi. Hayrettin Kotangil''in Ülkü ocakları başkanı olduğu dönemde bir MHP mitinginde ilk MHP içi uyuşmazlık hem de hareketin liderinin bulundu bir ortamda patladı. Hayrettin Kotangil muhafazakar şehir halkının göstereceği tepkiyi de hesaba katarak ancak kendi inancının da gereğini yaparak çoğu Erzuruma okumak için dışardan gelen bulucinli, başı açık alafranga kıyafetli ülkücü modern bayanları yürüyüş kollarından çıkardı. Durumua Türkeş müdahil oldu Kotangil''ini kararı geçersiz kılındı. Bilahere Türkeş''n rolünü çeşitli ölçeklerde Atatürk üniversitesi Rektör ve dekanları üslenecek mesele
bu günkü kronik haline getirilecektir.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 -
|