1 GÜNLÜK HABERLER “işletme kültürü zedeleniyor” Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirdöğen, Cumhuriyet Caddesinde kurulan satış çadırlarının işletme kültürüne zarar verdiğini belirterek, durumun kayıt dışı ekonomiyi artırdığını ifade etti. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Demirdöğen, Cumhuriyet Caddesinde kurulan satış çadırlarını işletme kültürüne zarar verdiğini belirterek, durumun görüntü kirliliği de oluşturduğunu ifade etti. UYGULAMA KAYITDIŞILIĞI ARTIRIR Sokaklarda kurulan satış çadırlarının vergisini ödeyen, personel istihdam eden işletmelere büyük darbeler vurduğunu belirten Prof. Dr. Demirdöğen, “Caddelerde kurulan satış çadırları hakiki işletmelere büyük darbeler vuruyor. Kayıt dışılığı körükleyen uygulamalar Erzurum'da kalıcı işyerlerinin kurulmasını engelleyecektir” dedi. KAYITDIŞILIK YASAL HALE GELİYOR Satış çadırlarının işletmeler açısından büyük olumsuzluklar oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Demirdöğen, “ Zaten esnaf büyük sıkıntılar içinde bulunan kayıtlı esnaf büyük bir darbe alıyor. Uygulamalarla kayıt dışılık yasal hale geliyor. Ayrıca il içerisinde böyle bir kesimin oluşturulması, sosyal dengeleri de bozabilir. Yöneticilerin kısa dönemli beklentileri bir tarafa bırakıp, şehrin geleceğini tehlikeye atmamaları gerekiyor” dedi. Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 - |
|
2 Şehirlere kimlik veren birçok unsur olmakla beraber “iktisadi kimlik” kadar vurgusu olan azdır. İktisadi kimliğin en önemli kollarının başında “Ticari kimlik” gelir. Erzurum tarihinde geriye doğru kesintisiz bir çizgi ile götürülecek “Ticari Geçmiş” , 1550'lı yıllarda kesintiye uğrar. Zira Erzurum bu tarih öncesinde, yaklaşık, yarım asır hâli kalmış, yani içinde kimsenin yaşamadığı boş ve harap bir devir geçirmiştir. Bölgedeki “Türkmen Hanedanları”n kendi aralarında yaptıkları savaşlar sonucu bu durum, Osmanlı Devleti'nin Erzurum ve çevresinde hâkimiyet kurması ile değişmiş, Kanuni Sultan Süleyman Tebriz'den getirdiği Sünni Türkmen Kitleleri Erzurum ve çevresine (Hasankale başta olmak üzere) yerleştirmek suretiyle Erzurum'u bir Türk-İslam şehri olarak ikinci kere kurmuştur. Şehrin bu mânada birinci kuruluşu, saat kulesi, üç kumbetlerle hatıraları hala yaşayan Saltuklu Hanedanıdır. Evliya Çelebi bu hadiseden yaklaşık bir asır sonra yazdığı seyahatnamesinde Erzurum'da konuşulan Türkçeyi de yazmış, bu Türkçenin Güney Azerbaycan Sahası Türkçesi olduğu ve özellikle de Tebriz ve çevresine tetabuk ettiğini bu şaheserle de teyit etmiştir. Yine Evliya Çelebimiz eserinde Erzurum Gümrüğü'nü yazarken bu ticaretin boyutlarına da temas etmekte şehirde faaliyet gösteren yetmiş iki milletten tüccar zümrelerinin varlığını haber vermektedir. Erzurum Osmanlı devletinin en güçlü en gelirli gümrükleri arasındaydı. Erzurum Ticari Burjuvazisi, Tebriz-Erzurum-Trabzon Kervan Yolu'nun rakipsiz olarak çalıştığı dönemde nasıl şekillendi ve nasıl işledi? Erzurum sosyal ve kültürel tarihi üzerine etütler yapıldıktan sonra konu üzerinde daha kapsamlı değerlendirmelerin yapılacağını söylemekle yetinelim. Ancak bilinen bir husus var ki o da şudur. Bu güçlü dönem Türk-İran Savaşları ile zaman zaman yara almaktaydı ve düşüş başlamıştı. Nihayet Rusların Kafkasyaya indiği tarih olan 1800'lü yıllarda hızlı bir şekilde çöküntü geldi. 1828'de Ruslar Erzurum'a kadar geldiler. Bilahere Tebriz'den Karadenize ulaşacak bir demir yolu inşaatı ile Transit yolunu by pass yaptılar. Karl Marx ’ın dahi bu konuda makaleleri olmuştur. Tanzimatla başlayıp günümüze kadar uzanan modernleşme döneminde Erzurum Ticari Burjuvazisi yeni dayanaklar aradı. Şehrin ikinci sosyal zümresini teşkil eden Gayr-i Müslimler bu modernleşme döneminde ön plana çıkmaya başladılar. Teknolojik gelişmeleri onlar takip ediyor, sonuçlarından da ilk onlar yararlanıyorlardı.Geleneksel ticari yapı farklılaşıyordu. Bu farlılaşma Cumhuriyet sonrasında çok sesliliğini kaybederek devam etti. Erzurum'da ticaret dendi mi “Devlet müteahhitliği” ön plana çıktı. Başta kışlalar olmak üzere bölgedeki tüm kamu üniteleri alım yapıyor, ticarette aktivite bu alımlara kayıyordu. Zira en önemli ucu İstanbul'da bulunan Canlı hayvan ticaretinden başka ticaret yapılacak ulaşım noktası kalmamıştı. Sovyet Rusya'dan Tırpan, çay, şeker, mis semaver, ve benzeri malları ithal ederek dış alım yoluyla ayakta kalmaya çalışan bir ikinci zümrenin de varlığından söz edilebilir. |
|
3 KÖŞE YAZILARI İTO'nun çabası Ankara'da yeterli yankı bulacak mı? Mehmet ŞENER AK Parti Milletvekili Mustafa Ilıcalı'nın fikir babası olduğu, "Doğu Anadolu Turizm Odaklı Bölgesel Kalkınma Projesi" sessiz ama sağlam adımlarla hedefe doğru ilerliyor. Günlük Köşe Yazıları Ana Sayfası 2005-09 Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 - |