|
1Erzurumun palandöken beline yer alan ünlü ziyaret ve Mesire yeri.
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 -
|
|
2TÜRBEDE
Cumartesi günü Türbe'deydik. Çevremizde pek çok türbe var, ancak
bu şehirde türbe denildiğinde, işi iyi bilenler "orası türbe değil,
eski bir dergah ya da zaviye kalıntısıdır" deseler de, "Abdurrahman
Gazi Ziyareti" anlaşılır.Yanında bulunan cami de geniş kitlelerce
Abdurrahman Gazi Camii olarak bilinir. Nitekim kapısında şu yazılar
bulunmaktadır: "Abdurrahmangazi türbesi peygamber efendimizin
ashabından olduğu ( ) Abdurrahman Gaziye ait bu türbe 1796 yılında
Erzurum valisi Yusuf Ziya Paşanın eşi Ayşe Hanım tarafından
yaptırılmıştır. Türbenin içerisinde 4.85 m boyunda yerli taştan
yapılmış Abdurrahman Gaziye ait bir mezar bulunmaktadır. Kardeşi de
Abdurrahman Gazi türbesinin yakınında yatmaktadır." Yukardaki
parantez içindeki boşluk, aslında burada yazılı bulunan kelimenin
sonradan silindiğini gösteriyor. Muhtemelen "sanılan" yazıyordu
burada. Gerçekten İbrahim Hakkı Konyalı (Abideleri ve Kitabeleri ile
Erzurum Tarihi), Abdürrahim Şerif Beygu (Erzurum, Tarihi, Anıtları,
Kitabeleri) ve diğer birçok araştırmacıya göre peygamber ashabından
hiçbir Abdurrahman Gazi Erzurum'a gelmiş olamaz. Burası bir başka
kişinin mezarı olmalıdır, ancak kimin olduğu belli değildir. Halk
tarafından üretilen altı ayrı efsane Bilge Seyidoğlu tarafından
derlenmiştir (Erzurum Efsaneleri, Erzurum Kitaplığı,
1997). "Abdurrahman Gazi Camii. Abdurrahman Gazi Türbesinin yanındaki
bu cami 1847 yılında Erzurum valisi Hacı Ahmet İzzet Paşa tarafından
yaptırılmıştır. Hacı Ahmet İzzet Paşa Camii olarak da tanınır. Son
yıllarda onarılmıştır."
Şehrin iki kilometre kadar güneyinde, Eğerli (ya da Şiğveler
dağı) dağın eteğinde yer almaktadır. Eski kaynaklar, şehre ikibuçuk
kilometre mesafededir deseler de zaman içinde büyüyen şehir, bu
masafeyi azaltmıştır. Yanına kadar araba ile çıkılabiliyordu. Ancak
belediyemizin aldığı bir kararla aşağıda hazırlanan park yerinde
bırakılıyor araçlar ve insanlar birkaç yüz metre de yaya yürüyorlar.
Burada tuvaletler, kurban kesme yeri de bulunuyor. Başkan Mahmut
Uykusuz'a göre ziyarete gidenlerin birazcık yürümelerinde fayda
varmış. Bu görüşe biz de katılıyoruz ve diyoruz ki temiz havada
birazcık yürümek insanlara pek çok faydalar sağlar. Sadece sağlık
açısından değil, insanların araç tacizine maruz kalmadan
yürüyebilecekleri, yaya bölgesi ihtiyacı biraz olsun karşılanmış
olmakta. Keşke şehir içinde de böyle sadece yaya trafiğine açık
alanlar düzenlenebilse. Hastaları taşıyan araçlar ise görevli
tarafından içeri alınabiliyor ki bu da bir başka kolaylık.
Sol tarafta çeşmesi ve tek tük ağaçlarıyla açık piknik alanı.
Sağda ise korulukta ağaçlar arasına ehramlar gerilmiş, semaverlerden
mis gibi çay kokuları gelmekte. Tatlı meyilde ilerliyoruz ve türbenin
basamaklarına varıyoruz. Yukarıdan şehir de çok güzel görünüyor. Cami
kesme taştan ve çok güzel görünüyor. Türbeye iki taraftan giriliyor.
Bir kapıda "Erkek girişi", diğerinde ise "bayan girişi" yazmakta.
Erkek'in muadili bayan mıdır? Biri erkekse diğeri kadın olmalıydı.
Bunun gibi, bayan yazılıyorsa diğer tarafa da bay uygun düşerdi. Her
iki tarafta, bayanlarınki kapalı olmak üzere iki şadırvancık var.
Türbeye girdiğimizde içeride "Türbeye karşı namaz kılmak caiz
değildir" yazısı asılmış. Ne ilginç, etrafını tırhışla çevirmişler,
ancak çıtalar birkaç yerinden küçük küçük kırılmış ki içerisi, yani
sanduka rahat görülebilsin. Bu sonradan yapılma tahta kafesin içinde
zeminde bol miktarda madeni ve kağıt para bulunmakta. İnsanlar neden
türbelere para bırakırlar? Eskiden türbedarlar yapardı buraların
bakımını ve onların da geçinmeye ihtiyaçları vardı. Oysa şimdi bu
görevi belediyemiz yapıyor ve oraya atılan üçbeş kuruşla ihtiyacı
olduğunu da sanmıyoruz. Türlü niyetlerle, ayrıca askeri teşkilatta
işleri olanların işlemin lehine sonuçlanması dileğiyle, dilsizleri
bayılmalılar ve yolculuğa çıkacaklarca ziyaret edilmektedir (Zeki
Başar: İçtimai Adetlerimiz, inançlarımız ve Erzurum İlindeki Ziyaret
Yerlerimiz, Atatürk Üniversitesi, 1972). Bize göre her ihtiyaç duyan
gelmekte. Ziyaretçilerden bazıları nasıl da gayretli dua ediyorlar.
İnsanların ümit kaynağı.
Kaldığımız yarım saat içinde dört ayrı sünnet çocuğu
getirildi. "Ucundan accık" Dualar edildi, namazlar kılındı ve
fotoğraflar çekildi. Şu muhabbete bakınız: "Mehmet Bey, hayırlı
uğurlu olsun". "Birim komşumuzun çocuğu". "Büyük aslında, daha
küçükken kestirmek lazım". "Kaza namazı kılmasınlar, evde kılsınlar"
Satıcı çocuk, belediyenin "burada satış yasaktır" talimatına
uymayarak işini yapıyor: "Bebelere balon". "Ferhat" yazıyordu yeşil
otomobilin arka camında Bir yanda göçebe, çadır kurmuş, koyunları
otlatıyor. Karşıda Aziziye tabyaları, aşağıda şehir, Türbe deresi,
Yenişehir. Her taraf yeşil. Her zaman serin. "Uç uç böceğini gördün
mü?". Ne kadar yeşillenmiş, eskiden böyle yeşil değildi. Arka
tarafta "Gençlik ormanı 1989". Çıkışta solda ise ağaç görünmeyen bir
arazi: "75. yıl maliye ormanı" bulunmakta. Biri anlatıyor "Buraya bir
basamak koydular mı tepeye çıkarlar. Bu şerefsize güvenemedim.
Mübarek açıktaydı pislikten görünmüyordu. Bakımı yoktu. Camiyi
yaptırdı".
"Ejderhanın resmi duruyor. Erzurum'u yutacakmış. Abdurrahman
gaziyi görmüş Sade taş biçimi de dinazor gibi. Ağzına baksana
kuyruğu da var. Arkada. Gel bak bir şey öğrendim. Sana da göstereyim.
Bak o taşlık var ya...". Evet, dağın yukarısında yeşillikler arasında
kalmış, düzensiz taşlık alan var. Buraya "ejderha" derler.
İnanıldığına göre insanlara eziyet veren bir ejderha varmış Gökte
uçarken Erzurum'a geliyor ve Abdurrahman Gazi'yi gördüğünde taş
kesilip yere güşüyor (bazılarına göre yanıp yere düşüyor). İşte bu
görünen o kötü kalpli ejderha. Az önceki vatandaşın konuşması ise
televizyonun gücünü koyuyor ortaya, bin yıllık ejderhayı dinazor
ediyor yüzeyel seyir kültürü.
Unutmadan; "burayı görmeden giden memur, tekrar gelir" derler...
Dr.Ali Kurt
Mustafa Çetin Baydar - 19/11/2013 - 17:20 -
|
|
3G(h)az: kaz
Mustafa Erdoğan Sürat - 19/11/2013 - 17:20 -
|