129 MART'TA SAATLER İLERİ
ESAS BİR ADIM DAHA ÖNDE:
NE DERDİ ABART, NE KEYİFLERİ!
Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat
Yaz saati başlıyor, beden zamanı şaştı
Bazı hormonlar çıktı, bazısı feci düştü
Yine de “ciddiye al” diyemem bu durumu
Kuru zannettiğin tuz, belki aşırı yaştı!
Şu tuzu kurulardan emin olmaya gelmez
Yalan dünyada kimse, elin derdini bilmez
Ciddiye alma sakın, kıskanma sosyeteyi
Yüz yıl sıkılır, bıkar; dünyasız, yine ölmez!
Çekemez hayatı o, zengindir, içi bomboş
Olacak tek durum var, oluvermek pis sarhoş
Kafayı çekmek gerek, rahat batmasın diye
Hoş imkânlarda sızı, pek anlamsız; tam nahoş!
Kimi dertten içiyor; kimi, altın vuruşta
Geceler sıkıcıysa, gündüzü geçir düşte
Ucuz rüya pahalı, temini zor olsa da
Afyonu patlatmalı, yoksa beyinler tuşta!
Uyuşturucu nedir, hep yoksul mu ürkütür?
Fiyat ucuz gelse de, zengini çok korkutur
Belki bulunmaz diye zulayı yedekler hep
Gülme vatandaş, gülme, kulak çek, tahtaya vur!
Yaz saati uyumsuz, emrivaki tatsızdı
Öyle dertler vardı ki; acısızdı, adsızdı
Birçok saadetin de varılmadı farkına;
Kaybolunca bilindi, derin haz, fiyatsızdı!
Ne keyfi abart dostum, ne dertleri önemse
Ne yazar, her dileğin tam yerine gelmese?
Fazla takılıp kalma, “olumlu-olumsuz” a
Abartılırsa ekşir, hem mutluluk, hem tasa!
.
Mustafa Erdoğan Sürat - 19/11/2013 - 17:01 -