12 Mart

12 MART/Ali KURT

Erzurum'un Ermeni çetecilerinden temizlendiği tarihtir 12 mart. Kutlu olsun. Konumuz; Erzurum'un isgal günlerini, Osmanlı ordusu tarafından kurtarılışı ve birtakım gerçeklerin tarih önünde tekrar canlandırılmasına çalışmak. Aslında bu konuları hepiniz gayet iyi biliyorsunuz, biz de güncelliği nedeniyle tekrarlamış oluyoruz.

Dünya Mücadelesinde, müttefikleri yenildiği için yenik sayılan Osmanlı imparatorluğumuzun toprakları yabancılar tarafından paylaşılmakta idi. Herkes tarafından bilinen bu kötü devri, ölüm ve korku günlerini hatırlatmak değil amacımız. İlginç olan, savaşın galiplerinden sayılan Rusya'nın içten bir çöküntüye uğrayarak ordusunun isgal altında tuttuğu Erzurum yöresinden çekilmek zorunda kalmasıdır. Bu şehir onlara yaramıyor. Üç kere işgal ettiler. Bir keresinde işgal ordusu komutanları tifüsten öldü. Diğerinde salgından kırıldı askerleri. Son olayda da Bolşevik isyanı çıktı. Onlar çekildiler ve yerlerini askerlik disiplininden, millet olma şuurundan yoksun, Avrupalılar tarafından kışkırtılmış, şımartılmıs, azdırılmış Kafkasya Ermenileri aldı. Bunlar bölgede vatan kurmak için değil, mezalim yapmak için geldiklerini kısa sürede belli ettiler. Bin yıldır birlikte yaşadıkları Türk halkını imha etmeye başladılar. Böylece Rus işgali yıllarında mazlum halka kömek gösteren Bakü Cemiyeti Hayriyesi ile Azeri ve Rus ordusu içinde yer alan Türk asıllı subay ve askerler de çekildiği için halk büyük bir zulmün pençesine düşmüş oldu.

Temsil etmekte bulunduğumuz Erzurum Tarihini Araştırma ve Tanıtma Derneğince yayınlanan Tarih Yolunda Erzurum adlı dergi koleksiyonunda bu yolda pek çok örnek bulunabilir. Unutmayınız ki bu vadide yazılan ve hele yayınlanan hatıra ve eser sayısı yaşananların yanında devede kulak bile değildir. Bu havalide kimse yoktur ki soyundan birçok kişi Ermeni kıyımına kurban gitmemiş olsun.

Barışçı duygularla anmak istiyoruz o günleri. Evet, şehrimizin kurtuluş gününde mutluyuz, gönençliyiz, ancak kesinlikle kin ve intikam duyguları içinde değiliz. Bize yakışmaz bu. Böyle düşünceler bizleri Antranik çapulcusu ile aynı derekeye düşürmek olur. Kafkasya'da sınırlara ve tarihe, hak ve hukuka saygılı olması halinde Ermenistan'ın bir devlet halinde tanınmasının bir sakıncası değil olsa olsa faydası olur. Öncekiler neyse fakat son on yılda işgal ettikleri Karabağ'daki talana son vererek, Azerbaycan topraklarını terk etmeleri onların bu yoldaki iyi niyet göstergelerinin önde geleni olacaktır. Aksi taktirde bırak kalsınlar kendi hallerinde. Ermeni katliamı konusunda Rusların suçlandırılması ne derece gerçekçidir? Bir kısım Ermenilerin sevilip sayıldıkları, Sadık Millet şeklinde adlandırılıp vezir, paşa, bakan, vali, elçi yapıldıkları bu ülkeye karşı nankörce davranışlara kapılmalarını sadece Rusların tahrikine bağlamak haksızlık olur. Bu durum Almanya, Fransa, İngiltere gibi batılı ülkelerin uzun yıllardır geliştirip uygulamaya koydukları Ostpolitikin bir sonucudur. Bütün bir bölge işgal edildi. Ruslar yerleşmeye gelmişlerdi. Bu nedenle demir ve kara yolları yaptılar, binalar inşa ettiler, halka un dağıttılar, küçük çocuklara şeker verdiler... Neticede halkın sempatisini kazanmak için ne gerekiyorsa yaptılar ve Rusya'da yaşayan pek çok değişik milletten insanları getirip özellikle stratejik kavşak noktalarına iskan ettiler. Sonra kendi iç dinamikleri nedeniyle aniden terk ettiler buraları. Bu unsurlardan bazıları bizlerle beraber yaşamaya devam etti, tıpkı gitmeyip kalan diğerleri gibi. Onlar artık bizden. Ayrımcılık yok. Ancak iki ayrı konu var dikkatlerden kaçan. İşgal sırasında Rusya içlerine, Sibirya'ya sürülen birkaç yüz vatansever, Ermeni telkin ve tezvirleri ile, İttihatçı isnadı ile Tenrizkapı burcunda asılanlar arasında Selim oğlu Sabri, Komisli Emo, Kürtoğlu Hüseyin, Kumludereli Hasan, Veyisefendili fırıncı, Laz Yahya, Cemal Efendi, Evyıkanoğlu Şükrü, Düyunuumumiye müdürü Mümtaz Bey, Samsunlu Jandarma eri hatırlanabilenler. İkincisi ise Tiflis'te Ermeni komitacılarınca yaverleri ile birlikte şehit edilip halen Erzurum şehitliğinde yatmakta olan büyük yurtsever Cemal Paşa. Kurtarış sırasında bu vatan uğrunda savaşırken şehit düşen Ali Ravi ve diğer askerlerimiz gibi, onları da saygı ve rahmetle anmak istiyoruz. Toplumsal bilinç sahibi olmalıyız. Tescilli olumsuzlara inat bu işi yapmak bizler için önemli bir ulusal görev olmaktadır. Tarihten ders alarak Erzurum'un hayat sahasını koruyup geliştirebilmek için gerekli var olus donanımlarını tartışmak durumundayız. Yoksa yıllardır yapıldığı gibi ah vah edip ağlayıp sızlanmak, temsili Ermeni vahşeti göstermek isterken Ermeni rolü üstlenecek kişi bulamamak sıkıntılarından uzak durmalıyız.

Bu törenler şehrin önde gelenlerinin bir geçit resmi değil, yeniden silkiniş, derleniş ve toparlanışın öncüsü olmalıdır. Kollektif irade canlanmalı ve olumlu işler yapılmalı artık. Tarih insanlara canlı ve dramatik biçimde, elbette duygulu ve heyecanlı fakat mantık ve düzen içinde takdim edilmelidir ki hisse çıkarılabilsin. Gerisi artistlik ve gereksiz saklabanlıktan ibaret kalır ki bundan da yararlı bir sonuç elde etmek ne derece mümkündür?

Belki sıradan bir şehrin kurtarılışı gibi görünüyor. Oysa çok değil 16 ay sonra yurdun yeniden inşasının temelleri burada atılacak. Erzurum hemşehrisi olmaktan gurur duyan, Erzurum milletvekili seçilen Mustafa Kemal'in önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk tohumları burada saçılacak. Sizce cumhuriyeti kuran irade üzerinde bu cesur, mert, fedakar insanlar diyarının etkisi ne derecededir? Cumhuriyet sözcüğünün ilk burada kullanıldığını hatırlayarak cevap verin. Bugün, bir şehrin değil, vatanın kurtuluş günüdür.

--------------------------------------------------------------------------------